7. Bölüm: Komisyon Çalışmalarının AKP’yi Aklama Çalışmasına Dönüştürüldüğüne Dair Değerlendirme
Hazırlayanlar: Av. Bayram Bayır – Av. Orhan Turan
İktidar partisinin çoğunluğuyla oluşan ve divan kurulunda muhalefet cenahından hiçbir üyeye yer verilmeyen 15 Temmuz’u Araştırma Komisyonunda, çalışma takviminin ortalarına doğru iktidar partili üyelerin toplantıları savsaklamaya ve engellemeye yönelik faaliyetlere giriştiği görülmektedir. İlk 6 hafta yoğun bir şekilde çalışan üyeler gerek komisyon çalışmalarında ve gerekse de AKP ile ilgili çok fazla sorunun yaşanması üzerine geri kalan 6 haftalık çalışma periyodunda toplantıları sabote etmeye başlamışlardır. Örneğin; son 6 haftada birçok toplantı AKP’li üyelerin katılmaması nedeniyle yapılamamıştır.
Komisyon üyelerinin ortak kararıyla belirlenen tanık listesinden bağımsız olarak muhalif üyelerin haberi olmaksızın Komisyon Divan Kurulu’nca başkaca ve konuyla alakasız isimler toplantıya davet edilmiş ve iktidar partisi çalışmalara tek başına yön vermek istemiştir.
Muhalif üyelerin toplantıya yönelik birçok talepleri engellenmiş, görüşleri dikkate alınmamış veya görüşlerinin komisyon raporunda yer almasının önüne geçilmiştir. Örneğin, cezaevlerinde tutuklu bulunan subayların ve gazetecilerin dinlenmesi veya çalışmaların kamuoyu tarafından anlık olarak izlenebilmesi gibi talepler AKP’nin çoğunluk oyu ile reddedilmiştir.
Bununla birlikte, ileride ucu AKP’ye dokunacak olan hususların artması hem AKP’li komisyon üyelerini hem de Erdoğan ve hükümetini rahatsız edecek olmalı ki, çalışmalar sulandırılmaya ve yokuşa sürmeye çalışılmıştır. Örneğin, yukarıda da bahsettiğimiz gibi iktidar dışında komisyona çağrılan tek isim olan HDP’li milletvekili Gültan Kışanak’ın konuşmaları sürekli olarak AKP’li üyeler tarafından engellenmeye ve onun Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde Zaman Gazetesi yöneticileri ile yaptığı 15 dakikalık görüşme üzerinden HDP ile Gülen Hareketi’ni yanyana getirme çabalarına girişmişlerdir. 25 Ekim 2016 tarihli 7. toplantıda yaşanan bu tartışmalardan sonra HDP artık Komisyon çalışmalarının siyasi kısır tartışmalara kurban gittiğini söyleyerek müteakip toplantılara katılmaktan vazgeçmiştir.
Bu konuya ait bir diğer örnek de AKP’li Komisyon Başkanı Reşat Petek’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu suçlayıcı tavırlarıdır. CHP tarafından hazırlanmış olan ve kamuoyuna sunulmuş olan şerh raporunda da bu hususa özelikle dikkat çekilmiştir.
Muhalif milletvekillerinin sıklıkla dile getirdiği gibi, AKP hegemonyasında yürüyen çalışmalar neredeyse bütünüyle AKP’yi aklama ve muhalifleri susturma çalışmalarına dönüşmüştür. CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun dediği gibi ‘‘Bu Komisyonda ispat edilmeye çalışılan tez, HDP ile CHP, bir de yanına MHP darbeyi yapmışlardır. Burada özetle anlatılmak istenen tez bu!’’
Bir başka yerde eski Gn. Kur. Bşk. Org. Necdet Özel’in neden komisyona gelmesi gerektiği konusunda AKP İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık’ın “Bu, doğru Başkanım, siyasetin aklanması için Necdet Özel’in gelmesi lazım!” demesi, iktidar partisi açısından komisyonun işlevini ortaya çıkaran bir söylem olarak önümüzde duruyor.
Özellikle 9 Kasım 2016’da eski MİT müsteşarı Emre Taner’in dinlenmesinden sonraki aşama komisyon açısından kırılma noktası olmuştur. Emre Taner’in iktidar partisinin belirleme çalıştığı rotadan çıkarak, iktidarın 15 Temmuz’un önlenebilirliğine ilişkin rolü üzerindeki açıklamaları sonuç raporuna konulmadığı gibi komisyonun da bir nevi sonunu getirmiştir. Bu toplantıdan sonra kayda değer bir tanık dinlenmemiş, toplantılar birer birer yapılmamış AKP’li üyeler AKP aleyhine açılacak bütün kapıların önüne geçmek için var güçleriyle çalışmışlardır.
Ana muhalefet partisinin şerhinde de ifade edildiği üzere; ‘‘AKP Grubu tarafından hazırlanan taslak rapor 15 Temmuz ile ilgili gerçekleri kapatma ve darbenin siyasi ayağını saklama niteliği taşımaktadır. Komisyonun sınırlı çalışma alanı içerisinde ortaya çıkan ve AKP’nin siyasi sorumluluğunu ve darbenin siyasi ayağını işaret eden bilgi kırıntıları dahi AKP’nin taslak raporunda yer almamıştır. Sonuçta, 15 Temmuz’u Araştırma Komisyonu çalışmalarında iktidar partisi dışındaki üyeleri etkisiz bırakacak şekilde süreç̧ tamamen AKP tarafından kontrol altında tutulmuş̧ ve en sonunda da yine AKP’ye en az “zararı” verecek şekilde sonlandırılmıştır. Çalışmalar bittiğinde ise, muhalefet partilerinin incelemesi için yeterli süre verilmeden (657 sayfa ve onlarca tutanak için 10 gün) tamamen AKP’li üyelerden oluşan divan kurulu tarafından rapor hazırlanmış ve sonraki süreçte bu rapor TBMM tarafından resmi olarak yayınlanmamıştır.