Bazen gözümüzün önündeki olay veya olgulara hak ettikleri tepkiyi vermeyiz de bir resme nakşedilişlerini görünce veya bir siyah perdeye yansımalarını izleyince anlamaya başlarız. İşte sanat bu yüzden güzeldir ve yine bu yüzden bazılarınca tehlikeli görülür.
Ben de bu noktadan hareketle size, anlatılanlar tamamıyla gerçek ürünü olan bir film önereceğim.
Baştan söylemeliyim ki bu, sıkı bir gişe filmi değil. Ancak konusu ve oyuncu performansları itibariyle uluslararası saygın platformlarda çokça tartışılıyor. Türkiye’de henüz gösterime girmedi. Kaldı ki Türkiye’deki sinema sektörünü ve ortalama seyirciyi göz önüne alacak olursak bu aralar pek tutacağa da benzemiyor. Bununla beraber “Değeri sonradan anlaşılanlar” gibi popüler listelerin ileride en güçlü adaylarından olacağını düşünüyorum.
Şimdi gelelim filmin konusuna.
*** Dikkat! Spoiler içerir ***
Filmin perdesi, yaşadıkları bölgenin en varlıklı ailelerinden olan ve içinde görkemli bir köşkün de bulunduğu yüzlerce dönümlük, değerli “Welfare Çiftliği”nin sahibi Mr. Subragor’un ölüm döşeğindeki sözleriyle açılıyor.
“Evlatlarım! Çiftliğimiz, bu şehrin en güzel konumundadır ve kendi kendine yeten yedi çiftlikten biridir. Kendinizin, mekanınızın ve çiftlik sakinlerinin kıymetini iyi bilin!”
Yaşlı adamın ölümünün ardından, geride yürütülmesi gereken tonla iş vardır ve aile fertlerinin hiçbiri bu işler için ehil değildirler. Çareyi, ailenin büyük kızı Madam BrownShirt ile zaten flört halinde olduğu Fox ile evlendirilmesi ve işlerin de bu kişi tarafından yönetilmesini sağlamakta bulurlar.
Yönetmen, yaşlı adamın cenaze merasimiyle ilgili bir sahneyi filme koymadığı gibi düğün töreniyle ilgili de bir görüntüye yer vermemiş.
Yeni damat Fox, köşke taşınır ve artık aileden biridir. Bir iki karşı çıkma dışında aile fertlerinin oy çokluğuyla çiftliğin ve işlerin başına geçer.
Köşkün bazı kolonları çürümüş ve dış cephesindeki çatlaklar gözle görünür hale gelmiştir. Bunların onarımı için ortaya çıkan maliyeti karşılamak üzere daha çok çalışması gerekir. Fakat o bunun yerine, onarım maliyetini çiftliğin bir bölümünün satılmasıyla karşılar. Topraktan daha fazla verim elde edebilmek için kredi ile teknolojik tarım araçları aldırır. Çiftlikte neredeyse bir devrim başlamıştır ve ev ahalisi ile çiftlik sakinleri bu yenilenme hareketinden dolayı heyecanlıdır ancak gerekli paranın bu toprak satışı veya kredi ile karşılanmasına ses çıkarmazlar.
Bununla birlikte, sadece seçkin çiftliklerin yer aldığı “Farmers Association” yani Türkçe’siyle çiftlikler birliği ile de görüşmelere başlanınca, herkes artık köşkün ve çiftliğin, bölgenin en iyisi olacağına ve Fox ile birlikte gerçek değerlerini bulacaklarına inanırlar. Hatta o kadar ki bir sahnede Fox’un eşi olan BrownShirt onu ilahi bir gücün gönderdiğini söylerken; küçük kız Bluenosed, eniştesinin adeta “seçilmiş kişi!” olduğunu iddia eder.
İşte filmin ilk dönüm noktasını da burası oluşturuyor. Bu sahneden sonra filme daha kasvetli bir hava çöküyor. Başta daha aklı selim ile davranan Fox kendisine gösterilen teveccühe karşılık olarak kibirlenmeye başlar. Yönetmen, baş aktörün bu değişimini oldukça başarılı bir şekilde yansıtmayı başarmış. Mesela Fox gitgide köşke daha fazla hizmetçi almaya başlar ve daha fazla lükse gidilir.
İlerleyen süreçte bu yenilikler şekil değiştirir. Mesela, çim biçme ve bahçıvan maliyeti yüksek olduğu için köşkün ön tarafında bulunan çimler suni çim halılar ile değiştirilir, ırgat sayısı azaltılıp burada üretilen bazı ürünler kaldırılır ve diğer çiftliklerden satın alınmaya başlanır, inekler, değerinden daha düşük fiyatlara satılarak yine süt ve et ihtiyacı da dışarıdan karşılanır.
O güne değin herkes hayatından memnun iken, Fox’un durduk yere köşkün hemen önünde bulunan ata yadigarı çınar ağacını sökerek yerine fıskiye yapmak istediğini söylediğinde artık evde bazı sesler yükselmeye başlar. Onun bu tavırlarına en çok karşı çıkan evin ortanca oğlu Leftwinger’ı tehdit, şantaj ve dahası eziyet ederek susturarak dediğini yaptırmayı başarır. Bu olay, onun ileriki sahnelerde nasıl hareket edeceğine ve asıl amacına dair de ipuçları verir.
Artık Fox kendisini çiftliğin ve köşkün tek ve gerçek sahibi olarak görür ve gizliden gizliye çiftliğin gelirlerini kendi hesabına aktarmaya başlar. Hatta, Fox’un, köşkün tamiratı için anlaştıkları şirket ile gizli bir anlaşma yaparak, asıl iş yerine sadece cephe giydirmesi yapıldığını ve geri kalan parayı da kendi kasasına koyduğunu sinama sanatında sıklıkla kullanılan flashback yöntemi ile burada görürüz.
Fox’un keyfi yerindedir ancak çiftlikte işler yolunda gitmiyordur. Köşk, gösterişli kaplamasının altında çatlaklarını içten içe derinleştiriyor, çiftlik toprak satışlarından dolayı küçülmeye devam ediyor, kredilerin geri ödemelerinde zorluklar yaşanıyor ve üretim düştüğü için gelirler azalıyordur.
Evdeki kimse Fox’un, aile kasasının altına bir başka kasa yerleştirildiğinin ve açılan delikten oradaki para, altın ve değerli eşyaların bir kısmının diğerine aktarıldığını fark etmez. Ta ki evin küçük oğlu Scapegoat, onun kasada yaptığı hileyi fark edip herkesin gözü önünde suçüstü yapana dek! Suçüstü haline ve bütün yaşananları kayda alınmasına rağmen az kişi kendisine inanacaktır. Mesela BrownShirt kocasıyla iş birliği yaptığı ve lüks körlüğünde olduğu için, Leftwinger sindirildiği için ve de BlueNosed bunu Fox’a konduramadığı için sessiz kalırlar.
Suçüstü yakalanma anındaki korkusu bütün jest ve mimiklerine yansıyan Fox, bakar ki kimse bu olaya inanmamıştır “En iyi savunma saldırıdır” diyerek hemen karşı atağa geçer. Ne yaptıysa çiftliği için yaptığını, Scapegoat’ın kendisine komplo kurduğunu ve aile birliğini dağıtmaya çalışan bir bozguncu olduğunu ilan ederek onu çiftliğin en uzak köşesindeki barakaya kapatır.
Ancak bu durum korkuyu da beraberinde getirir ve Fox birilerinin kendisine zarar vereceğinden korkar. Çiftlikteki güvenlikçi sayısını artırır ve onlara gitgide daha fazla yetki vermeye başlar.
Elbette ki bu çabalarının sebebini filmin final sahnesinden anlıyoruz. Burada, çiftlik ve köşk sakinleri bir gece uyandıklarında her şeyin tepetaklak olduğunu, bazı ağaçların devrildiğini, köşkün camlarının indirildiğini, birkaç yerin kurşunlandığını görerek dehşete kapılırlar.
O gece Fox başka bir şehirdedir ve olayı duyar duymaz derhal çiftliğe dönerek, ne olup bittiğini anlamaya çalışan şaşkınlara seslenir. Kendisini barakaya kapattığını bildiği halde bu kargaşayı Scapegoat’ın ve onun hesabına çalışan bazı çiftlik güvenlikçilerinin birlikte organize ettiğini, neyse ki kendisinin telefonla her şeyi kontrol altına aldığını, bunu yapanların en ağır şekilde cezalandırılacağını söyler.
Film, çiftliğin yeni adı olan “Mr. Fox Çiftliği” tabelasının yerine asılması, çeşitli yerlerdeki aydınlatma ışıklarının sökülmesi ve çit duvarlarının daha fazla yükseltilmesi gibi bazı detaylarla donatılmış ipuçları verilerek ucu açık bir şekilde bitiyor ve sonucunun tahmin edilmesi seyirciye bırakılıyor. Buna rağmen filmi bitirdiğinde sonunu kestiremeyecek olan varsa yönetmenin daha önceki filmlerini izlesin. Ya da gözlerini açıp koltuğundan kalkarak, gerçekten Türkiye’de neler olup bittiğini biraz daha dikkatli izlesin!
İyi seyirler dilerim.