Ukrayna-Rusya savaşı tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. Savaş, “Bir Kuşak Bir Yol Projesi”ni ve dolayısıyla Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta Kuşak Hattının önemini arttırıyor.
Avrupa ve ABD, Rusya’ya birçok yaptırım uygulayarak Ukrayna’nın yanında yer alırken; Çin, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı açtığı savaşa karşı nötr bir tavır sergiledi ve resmi olarak kınamadı. Bu kapsamda, açıklama yayımlayan Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, bir kez daha Çin’in Ukrayna’daki savaşa dair tarafsız olduğunu yineledi. Çinli Bakan Wang Yi, “Çin, Ukrayna krizine taraf değil ama biz seyirci de kalmıyoruz ateşi de körüklemiyoruz, duruşumuz değişmeyecek, ısrarla diyaloğu öneririz” dedi. Çinli Bakan, “Ukrayna krizinin etkisi derindir ve tüm taraflar bundan ciddi olarak ders almalıdır” ifadelerini kullandı.
Çin’in bu tavrı “Bir Kuşak Bir Yol ya da Kuşak-Yol Projesi” kapsamında değerlendirildiğinde Türkiye açısından daha da önemli hale gelmektedir.
Bilindiği üzere Çin bu projesini 2013 yılında duyurmuş ve şu ana kadar proje kapsamında iş birliğini imzalayan ülke ve uluslararası kuruluşların sayısı yaklaşık 120’ye ulaşmıştır. Çin ulaşım ağları, enerji ağları ve telekomünikasyon yoluyla uluslararası entegrasyon hedeflemekte ve projeyi yüz yılın projesi olarak sunmaktadır.
Projede üçü temel olmak üzere birçok koridor bulunuyor. Proje kapsamındaki güzergahlar şu şekilde ifade edilebilir:
- Çin – Moğolistan-Rusya
- Çin – Bangladeş-Hindistan-Myanmar
- Çin – Merkez ve Batı Asya (Türkiye’nin yer aldığı güzergâh)
- Çin – Hindi Çini Yarımadası
- Çin – Pakistan
Proje kapsamında Kuzey Koridoru (büyük bir bölümü Rusya’dan geçen demiryolu hatlarını kapsamaktadır) savaş nedeniyle eskisi kadar verimli kullanılamamaktadır. Kısa vadede bu problemin çözülmesi düşük bir ihtimal olarak görülmektedir. (Kuzey Koridor haritada sarı çizgi ile gösterilmiştir)
Deniz yolu olarak kullanılan Güney Koridoru, kendine has güvenlik ve ekonomik nedenlerle bugüne kadar çok tercih edilmiyordu. Bu problemlerin hala sürdüğü göz önüne alınırsa bu hattın eskisinden daha verimli kullanılması ve tercih edilmesi, maliyet açısından mantıklı görünmemektedir. (Deniz yolu-Güney Koridor haritada mavi kesikli çizgi ile gösterilmiştir.)
Savaş nedeniyle kuzey koridorun kullanım imkanının zorlaşması, güney koridorun yukarıda açıklanan nedenlerle cazip olmaması yüzünden önümüzdeki dönemde Çin’in Orta Koridoru daha da aktif hale getirmeye çalışacağı öngörülebilir. Bu kapsamda Orta Asya ülkeleri, Hazar Denizi bölgesi, İran ve Türkiye üzerinden daha fazla ihracat yapmayı düşünecektir. Türkiye bu güzergahın kilit ülkelerinden birisidir. (Orta Kuşak haritada kırmızı çizgi ile gösterilmiştir.)
Türkiye’nin Projedeki Yeri ve Önemi
- Trenlerin; Erzurum, Malatya, Konya, Kayseri, Ankara, Bursa, Bilecik, İzmit, Kocaeli, İstanbul ve Edirne’den geçtiği bilinmektedir.
- Türkiye proje kapsamında gerek mesafenin kısaltılması gerek maliyetin düşürülmesi gerekse de kültürlerin etkileşiminin arttırılması bağlamında önemli bir ortak olarak görülmektedir.
- Projenin şah damarı 3. Köprü olan Yavuz Sultan Selim köprüsüdür. Bu köprü Türkiye’yi avantajlı hale getirmektedir. Çünkü Asya’dan Avrupa’ya geçişi sağlayan tek köprü burasıdır. 2049’da bu proje tamamlandığında, İstanbul’dan saat başı Çin’den gelen yük trenleri geçecektir.
- Proje kapsamında Türkiye ve Çin, ekonomik, kültürel, güvenlik, lojistik ve jeopolitik alanlarda birbirini tamamlayan iki ülke konumuna gelmektedir
Çin’in Türkiye ile İlgili Kaygıları
Türkiye’de Çince bilen, Çin’de de Türkçe bilen uzman ve eleman azlığı, her iki ülke arasında proje ile ilgili bilgi akışının yetersiz olmasına ve projede istenen hedeflere ulaşılamamasına yol açmaktadır.
Türkiye’nin jeopolitik öncelikleri nedeniyle bölgesel olaylarda doğrudan taraf olması, Çin’in Türkiye’ye mesafeli davranmasına neden olmaktadır.
Çin’e göre, Türkiye göreceli olarak siyasi istikrara sahip bir ülke olmasına karşın yanı başındaki Ortadoğu’nun büyük kargaşasının dışında kalması çok zordur. Mevcut Suriye krizi, Irak’taki huzursuzluk ve IŞİD’in bölgedeki durumu, ciddi anlamda hem bölgenin hem de Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmektedir. “Kuşak-Yol” projesinin güzergâhlarından birinin Ortadoğu’daki sorunlu ülkelerden ve Türkiye’den geçecek olması Çin’i jeostratejik risk altına sokmaktadır.
Türkiye’nin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar
Hali hazırda Türkiye proje gereği yapması gereken iyileştirme ve alt yapı yatırımlarının çok uzağında bulunmaktadır. Örneğin 2023 yılı sonunda gerçekleştirilmesi gereken 25.000 km demiryolu ağının çok gerisinde bulunmaktadır. Çandarlı Limanı projesi halen istenen seviyede değildir.
Orta Kuşakta bulunan bir partner olarak Türkiye, üzerine düşen görevleri yerine getirdiği takdirde gelecekte de Çin için çok önemli bir partner olma fırsatını ele geçirebilir. Ancak bu durum bazı riskleri de beraberinde getirmektedir. Mesela;
- Çin’in ucuz mallarının Türkiye’de hızlıca ve kolayca ulaşılabilir olması Türkiye’nin KOBİ’lerine ve sanayicisine zarar verebilir.
- Türk sanayisini koruyucu kuralları ortaya koymadan Çin’i buyur etmek, Türk ekonomisini Çin ekonomisinin istilasına açık hale getirebilir.
- Çin’in borç diplomasisi ile siyasi üstünlük elde etme politikası gütmesi, projenin dış politika ile beraber ele alınmasını gerektirmektedir.
Sonuç
Türkiye kriz döneminde atacağı akıllı politik ve ekonomik adımlarla hem dünyadaki diğer ülkelerin savaştan ekonomik olarak az zarar görmesini sağlayabilir hem de Çin ile yapacağı stratejik partnerliği sağlamlaştırarak bölgede önemli bir güç haline gelebilir.
Türkiye’nin proje kapsamında atacağı adımlarda gözden kaçırmaması gereken en önemli husus; bu fırsatı “İslam Birliği”, “Türk Kardeşliği” gibi kavramlarla seçim ve iç politika malzemesi olarak kullanmaması gerektiğidir. Bunun yerine bölge ülkeleri ile (örneğin Yunanistan) iş birliğini güçlendirmelidir (Taşımacılığı kolaylaştıracak gümrük birliği anlaşmaları gibi).