ABD istihbaratına göre askeri hazırlıklarını büyük ölçüde tamamlayan Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi artık bir zaman meselesi. Moskova, yapılan uyarıları Batı’nın bölgede ‘yapay gerilimi artırma’ çabası olarak görüyor. Batılı düşünce kuruluşları ve analistler, bir işgal olasılığında ortaya çıkacak durumun Türkiye’yi de ekonomik ve siyasi açıdan etkileyeceğine dikkat çekiyor.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) tarafından yayımlanan bir analizde, olası bir savaş durumunun Libya ve Suriye başta olmak üzere bölgede istikrarı sağlama çabalarına darbe vuracağı yazıldı.
Türkiye’nin bir NATO üyesi, aynı zamanda Moskova ve Ukrayna ile yakın ilişkilere sahip olduğu belirtilen analizde, Ukrayna’daki olası çatışmanın Erdoğan hükümetinin uluslararası alanda görünülürlüğünü artıracağı belirtildi.
Rusya ve Batı’nın Ankara’yı, Ukrayna konusunda kendi çizgisine çekmeye çalıştıkları belirtilen analizde, ortaya çıkan denklemin Erdoğan’ın iç siyasetine yönelik Batılı eleştirileri yumuşatmaya yol açabileceği ve insan hakları konusundaki endişeleri de gölgede bırakabileceği yorumu yapıldı.
Dış Politika Araştırmalar Merkezi’nde (FPRI) Aaron Stein imzalı analizde de, Ukrayna’da geniş çaplı bir Rus işgalinin Karadeniz’deki kırılgan dengeyi bozabileceğine dikkat çekti.
Doğu Avrupa’da patlak verecek bir savaşın Türkiye için olumsuz ekonomik etkilerden Karadeniz’de artan gerilimlere kadar birbiriyle bağlantılı sonuçlar doğurabileceği yorumunda bulunan Stein, olası bir işgalden sonra Ukrayna’da Rusya yanlısı bir kişinin iktidara getirilmesi halinde, Türkiye ile Ukrayna arasında başta drone yapımı olmak üzere, yapılan anlaşmaların tehlikeye gireceğini yazdı.
Eski Avrupa Komisyonu Türkiye delegasyonu Başkanı Fransız diplomat Marc Pierini, dünyanın önde gelen düşünce kuruluşlarından Carnegie’de geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı analizde, ‘Rusya ile NATO arasındaki krizin Türkiye’nin denge politikasını test ettiğini’ belirtere, Türkiye için şu zorlukların söz konusu olduğuna dikkat çekmişti:
“Moskova’nın seçenekleri bulunuyor. Ukrayna tarafından kullanılan Türk yapımı askeri teçhizata karşı eylem; Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırımlar (Rusya’nın turizm ve tarım ithalatı geçmiş krizlerde durdurulmuştu) Suriye’nin kuzeyinde Türk birliklerine ve Türkiye sınırına yakın ülke içinde yerinden edilmiş Suriyelilere karşı sert bir duruş.”
“Savaştan çok Rusya’ya uygulanacak yaptırımlar endişe yaratıyor*
Haaretz gazetesindeki analizinde Ukrayna krizinin Türkiye için riskler barındırdığını yazan İsrailli Ortadoğu uzmanı Zvi Bar’el, Türk hükümetinin bir savaştan çok ABD’nin Rusya’ya uygulayacağı olası köklü yaptırımlara karşı endişe duyduğu yazdı.
Yaptırımların Türkiye’yi Rusya ile Batı arasında taraf tutmaya zorlayabileceğini belirten Zvi Bar’el, şu yorumda bulundu:
_”Türkiye ekonomisi Rusya’ya yakından bağlı. Bunlar arasında Rusya’da faaliyet gösteren yüzlerce Türk şirketi, Rus turistlerin Türkiye’de harcadığı milyarlar, Suriye’de işbirliği ve Türkiye’nin Rus S-400 savunma sistemleri satın alması yer alıyor.”
_
“Şu anda tehlikede olan, Ukrayna’yı pas geçerek doğrudan Rusya’dan Karadeniz’in altından geçen Türk Akım 2 doğalgaz boru hattının işletilmesi. Bu proje ile Romanya ve Macaristan’a gaz göndermesi planlanıyor ve Türkiye’nin transit ücretlerden beklenen geliri çok büyük. Daha da önemlisi, bu Türkiye’yi Avrupa’nın önemli bir gaz ihracatçısı yapacak.”
“Bu projeye hem Avrupa Birliği hem de ABD karşı çıkıyor çünkü AB enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye ve Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmaya çalışıyor. Rus-Türk boru hattı, tehdit edilen tek proje değil. Ankara, Karadeniz’i Marmara Denizi’ne bağlayacak ve İstanbul Boğazı’na paralel bir boğaz işlevi görecek İstanbul Kanalı’nı inşa ediyor. ABD’nin kanala yönelik yaptırımları, projede yer alan yabancı şirketleri cezalandırmakla sonuçlanabilir.”
Kaynak: Euronews Türkçe