Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AKP) 2023’te hem cumhurbaşkanlığı seçimini, hem de genel seçimi kazanmaya dönük adımlar tartışılıyor.
Bunun için partide oy kaybına neden olabilecek etkenler değerlendiriliyor ve sorun alanı olarak görülen konularda atılacak adımlar netleştirilmeye çalışılıyor.
AKP kulislerinde oy kaybına neden olabilecek en önemli etken olarak hayat pahalılığı görülüyor.
Başkanlık Sistemi’nin aksayan yönlerine ilişkin anayasa değişikliği ve Kürt seçmeninin kazanılmasına dönük adım atılması gerekliliği de parti kulislerinde dile getiriliyor.
Seçimlere 1,5 yıldan fazla bir süre olmasına karşın, pandemi nedeniyle uzun süre sahadan uzak kalan siyasi partilerin liderleri de yaz başından bu yana sahalarda.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da TBMM yaz tatiline girmeden partili milletvekilleri, il başkanları ve yöneticileri ile yaptığı çeşitli toplantılarda 2023 seçimleri için şimdiden çalışmaya başlamaları ve “kapı kapı dolaşmaları” talimatı vermişti.
Milletvekilleri: Vatandaşlar AK Parti çözer diyor
Yaz aylarında seçim bölgelerinde seçmenlerini dinleyerek Ankara’ya dönen AKP milletvekilleri de gördükleri sorun alanlarını parti yönetimine iletiyorlar.
Sahadan yansıyan izlenimlere en önemli sorun olarak ekonomik sıkıntı ve özellikle geniş toplum kesimlerini etkileyen hayat pahalılığı görülüyor.
Milletvekillerine iletilen en fazla şikayet tarım girdi fiyatlarındaki yükseliş, buna bağlı olarak mutfak enflasyonundaki artış oldu.
Köylü ve esnaf ziyaretlerine ilişkin izlenimlerini aktaran milletvekillerine göre, halk ekonomik anlamda ciddi sıkıntı yaşıyor, ama henüz iktidardan umudunu kesmiş değil:
“Vatandaş, ‘Yem, gübre pahalı ama bu sorunu da AK Parti çözer’ diyor. Gıda fiyatları yüksek ama dünyada da gıda fiyatlarının arttığını düşünüyor. Gübre yüzde 300 zamlanmış ama bu dünyada da böyle. Türkiye’de ihracat artıyor ama hayat pahalı. Dünyada pandemi döneminde üretim durdu ama Türkiye’de durmadı. Sanayi çalışıyor, tarım ürünleri satılıyor. İhracat rakamlarının büyümesi güzel bir olay ama bu şu anda vatandaşın cebine yansımıyor. Büyümeyi vatandaşın da cebine yansıtırsak sandıkta sıkıntı yaşamayız.”
AKP kulislerinde ihracat ve büyüme rakamlarından memnuniyet duyulsa da, çiftçi, esnaf ve dar gelirli/asgari ücretli kesimlere dönük düzenlemelerin seçimler öncesinde hızla yaşama geçirilmesi gerektiği konuşuluyor ve bu kesimlere dönük desteklerin seçimler öncesinde yaşama geçirileceği ifade ediliyor.
TBMM’de geçen hafta kabul edilen vergi yasası değişikliği bundan sonra atılacak adımların göstergesi olarak görülüyor. 2018 seçimlerinde AKP’ye en tepkili kesim olan emeklilikte yaşa takılanlar konusunda şimdilik yeni bir adım atılması düşünülmüyor ancak geçen seçimler öncesinde söz verilen 2200 ek gösterge düzenlemesinin de 2022 yılında yapılacağına işaret ediliyor.
‘Başkanlık korunarak sistem revizyonu’
AKP’nin tartışılan bir başka konu ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin aksayan yönlerinin yeniden düzenlenmesi oluşturuyor.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem öneren muhalefetin, seçimleri sistem referandumuna dönüştürmek isteyeceğinin değerlendirildiği AKP’de, buna karşı MHP ile birlikte hazırlanacak olan anayasa değişikliği teklifinde Başkanlık Sistemi korunarak sistemin aksayan yönlerine ilişkin düzenlemelere yer verilmesi düşünülüyor.
Ancak iki partinin sandalye sayısı anayasa değişikliğine yeterli olmadığı için muhalefetle de sistemin aksayan yönlerinin düzeltilmesi ve parlamentonun güçlendirilmesine ilişkin konularda uzlaşma aranması düşünülüyor.
AKP’li milletvekilleri, muhalefet partileri aralarında uzlaşsa da seçimlerden sonra da yeniden parlamenter sisteme geçilmesini olanaklı görmüyor.
Tersine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 2028 seçimleri öncesi rayına oturacağı düşünülüyor ve muhalefetin de adım atması halinde 2023 seçimlerinin Başkanlık Sistemi’nde uzlaşmanın ilk adımı olabileceği de ifade ediliyor.
Muhalefetin bu uzlaşmaya yanaşmaması halinde ise seçimler öncesinde yeni anayasanın yaşama geçmesinin zor olduğunu, ancak muhalefetin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem söylemine karşı, “yeni anayasa ve denge-denetleme sistemi sağlanmış Başkanlık Sistemi” vaadiyle gidilebileceğine dikkat çekiliyor.
‘Kararsız Kürt seçmeni kazanmak için adım atılmalı’
AKP’de tartışılan bir başka konu ise Kürt seçmenin desteğini almak için atılması gereken adımlar.
AKP’den ayrılanların kurduğu Ali Babacan’ın liderliğindeki Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ile Ahmet Davutoğlu’nun liderliğindeki Gelecek Partisi’nin, muhafazakar Kürt seçmenin oylarını almaya dönük politika izlediği biliniyor.
Ayrıca Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile ittifak ortaklığı ve Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) kapatma davası açılması gibi etkenlerin, AKP’ye oy veren Kürt seçmende kırılma yarattığı, siyasi yorumcular tarafından dile getiriliyor.
AKP kaynaklarına göre ise geçmişten bu yana partiye oy veren Kürt seçmende büyük bir kopuş söz konusu değil.
Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yüzde 1 oyun bile çok değerli olduğu, bunun için de arada kalmış kararsız veya yeni Kürt seçmenin kazanılması için adımlar atılması gerektiği vurgulanıyor.
Ancak hiçbir şekilde çözüm sürecine benzer bir politika değişikliğine gidilmeyeceği vurgulanırken, ekonomi alanında yapılacak düzenlemeler ve yatırım odaklı politikaların önceleneceği ifade ediliyor.
Kaynak: BBC Türkçe