Son dönemde Türkiye’de iç siyaseti, basını hatta bütün yaşamı etkileyen olayların başında Sedat Peker’in açıklamaları geliyor. Çünkü geçmişte yaşanmış ciddi olaylardan tutun da son günlerdeki büyük ihale yolsuzlukları, kaçakçılık ve uyuşturucu olaylarına kadar her konuda, Sedat Peker belli bir bilgi ve belgeye sahip olarak delilleriyle birlikte konuşuyor. Kimse de yalan diyemiyor. Şu ana kadar sayısız kanun dışı olaya temas ettiği ve bunlarla ilgili bir hayli açıklamada bulunduğu malum.
Ben, Sedat Peker’in bugüne kadar yaptığı açıklamaların en önemlisinin UĞUR MUMCU suikastı ile ilgili verdiği bilgiler olduğunu düşünüyorum. Bu olayın failleri hakkında reel isimler vererek konuyu bildiğini ve bu isimler üzerinden çözüme ulaşabileceğimizi kısa anlatımlarla ifade etti. Başka olayların çözümüne katkı sunacak açıklamalarıyla da sürekli ipin ucunu gösterecek bilgiler vermekte.
Özellikle 2000 yılı öncesi yaşadığımız, hakkında çok konuşup bir türlü gerçek manada ne olduğunu anlayamadığımız olaylar var. Turgut Özal’a yönelik suikast girişimi ve sonrasında bir yurt dışı gezisinin akabinde vefatı, Sivas/Madımak Oteli yangını, Gaffar Okan suikasti, Eşref Bitlis’in helikopterinin düşürülmesi olayı, önemli gazetecilere yönelik suikastlar, otuz yılı aşkın süredir gündemde olan PKK terörü meselesi bunlardan bazıları. Özellikle Abdullah Öcalan konusunu ise neredeyse her konuşmasında sürekli dile getiriyor…
2000 yılı sonrasında meydana gelen gazeteci Hrant Dink cinayeti, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesi sonucu vefat etmesi, Türkiye’nin metropollerinde bombaların patlatılması ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi sayabileceğimiz onlarca karanlık olaylar silsilesi.
Sedat Peker’in açıklamalarından şunu anlıyoruz ki, adını saydığımız eylemlerle ilgili, hatta daha da fazlası hakkında bilgi sahibi olduğu kesin. Söylemlerinde de bunların işaretlerini veriyor. Haber kanallarında Sedat Peker’i tanıyanların söylediği; “Bildiklerinin ancak %5 ini anlatıyor” ifadesi de bunu gösteriyor.
Sadece Türkiye’de değil, anlatımlarına baktığımızda özellikle Orta Asya ve Balkanlarda yaşanmış önemli karanlık olaylar hakkında da bilgi sahibi olduğu gayet açık. O bölgelerde neler yaşandı ve Peker hangi olaylar hakkında detaylı bilgi sahibi, bilmiyoruz? Bir tahminde bulunmak ise şimdilik güç.
“Sedat Peker neden şimdi konuşmaya başladı” ya da “Daha önce neden konuşmadı” gibi soruların ayrı bir yazı konusu olduğunu düşünüyorum. Ancak gerçek olan, O’nun belki bir kızgınlıkla veya bir plan dahilinde çıktığı bu yoldan artık kolay kolay dönemeyeceğidir.
Sonuç olarak baktığımızda şu an yaşadığımız hadise Türkiye için bir fırsattır. Son 30 yılın aydınlatılamamış olaylarını çözmek adına Sedat Peker’in iddiaları ve açıklamaları mutlaka değerlendirilmelidir.
Türkiye; tarihinde ilk defa ülke gündemini etkileyen olayların içindeki aktörlerinden birisinin açıklamalarına şahit oluyor.
Türkiye tarihinde ilk defa, ifa edilmiş kanunsuz eylemlerin, suikastların, uyuşturucu kaçakçılığı yapan baronların eylemleri, failleri ve yerleri belirtilerek delilleriyle ortaya konuyor. Ve bu sosyal medya aracılığıyla hafızalara kazınıyor.
Bütün bu olaylar ışığında gerçek anlamda Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda çalışan hukuk insanlarının her türlü olanağı kullanıp Sedat Peker’in hayatını koruma altına almaları gerekmektedir. Ve Sedat Peker’in, bütün bildiklerini anlatması için gerekli ortam ve imkan oluşturulmalıdır. Eğer bu durum değerlendirilebilirse tam anlamıyla son 30 yılın sisler altındaki tarihini aralayabileceğimiz kanaatindeyim. Ama bu kolay olmayacağa benziyor. Çünkü bir kesim Sedat Peker’in konuşmaması için suikast dâhil her türlü çabayı sarf ediyor.
Umarım bu arınma ve gerçek bilgilere ulaşma fırsatı kaçmaz.
Önümüzdeki günlerde daha da çetin olaylar olacağa benziyor. Zira bazı Avrupa devletleri Sedat Peker’in açıklamalarını kendi dillerine çevirterek yayınlar yapmaya başladılar bile.