Halkların Demokratik Partisi (HDP), 2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde tutumunu ortaya koyan “Demokrasiye, Adalete, Barışa Çağrı Deklarasyonu”nu açıkladı.
11 maddelik deklarasyonda; parlamenter sisteme geri dönüş, yeni bir anayasa, tarafsız ve bağımsız yargı talebi, Kürt sorununda demokratik çözüm önerileri, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden uygulanması ve KHK mağduriyetlerinin giderilmesi gibi pek çok başlık var.
Bildiride ayrıca, “Çözümsüzlüğün başlıca kaynağı Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini değiştirmek istiyoruz” denildi.
HDP’nin yerel seçimde örtülü destek verdiği Millet İttifakı’nda yer alıp almayacağı merak ediliyor.
Euronews’e konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Vahap Coşkun’a göre HDP ittifak kapısını kapatmadı.
Sadece 2019 seçiminde vermiş olduğu koşulsuz destek yerine muhalefetle olan ilişkisinin daha sağlıklı ve ilkeler düzeyinde olmasını talep ediyor:
”Seçim iki ayaklı. Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimi. Parlamento seçiminde HDP’nin ittifaka ihtiyacı yok. Bu çok net ifade ediliyor. Sadece toplumsal kesimlerle ittifak yapacağız, bunun ötesinde Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı ilgi alanımızın dışında deniliyor. Sorun burada Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise HDP, kişiler üzerinden değil ilkeler üzerinden bir tartışma yürütelim diyor. Ve kendisinin önem atfettiğini konuları tek tek sıralıyor.”
“Bu ilkeleri konuşacak ve uygulayacak bir aday için muhalefete yapılan bir çağrı. Aslında bu ilkeler de oldukça genel çizilmiş ilkeler. Muhalefetin ve farklı toplumsal kesimlerin iktidara karşı eleştirilerinin toplandığı ilkeler. Demokrasinin güçlendirilmesi, adaletin bağımsız hale getirilmesi, ekonomide eşitlik sağlanması, kamuda liyakatın olması vs… Bu ilkeler üzerinden bir mutabakat olursa HDP böyle bir adayı destekleyeceğini ifade ediyor. Bir önceki seçimde koşulsuz destek yerine muhalefet ile ilişkinin daha sağlıklı ve ilkeler düzeyinde olmasını talep ediyor.”
HDP’nin bu deklarasyonla tavrını ortaya koyduğunu söyleyen Vahap Coşkun, bundan sonrası iktidar ve muhalefet partilerinin HDP’yle kuracağı ilişkiye bağlı görüşünde:
“2019 seçiminde 11 büyükşehirde muhalefet adaylarının seçimi kazanmasında HDP seçmenlerinin rolü son derece önemli. İki ittifakın adayları birbirlerine yakın ağırlıktayken, HDP’nin bir taraftan yana tavır göstermesi ağırlığın oraya kaymasına sebebiyet veriyor. Zaten metinde de HDP seçmeninin belirleyiciliğine yapılmış bir atıf var. Seçmenin yarattığı ağırlığı siyasal alanda da kullanmak istiyor.”
“Getirdiği ilkeler son derece makul ve uzlaşılabilir. Muhalefet de zaten bu ilkeleri dillendiriyor. Ama burada temel sorun muhalefetin nasıl bir ilişki kuracağı… En son Kılıçdaroğlu’nun HDP meşru muhataptır açıklamasıyla da bunun yolları açılmaya çalışılıyor. HDP’yi muhalefet ekseni etrafında tutmaya dönük bir çaba var yani. HDP de bu açıklamasında seçim öncesinde ilkeler düzeyinde bir iletişim kurulabileceğini ifade ediyor.”
Çözüm süreçleriyle ilgili kitaplarıyla bilenen Gazeteci-Yazar Ecevit Kılıç ise HDP’nin deklarasyonunu bir seçim startı metni olarak okunması gerektiği kanaatinde:
”HDP’nin geçmiş yerel seçimlerdeki belirleyiciliği ve gelecek seçimlerde ittifaklar açısından bu belirleyiciliğin devam edecek olması metni önemli kılıyor. Başka bir ifadeyle HDP’nin kendisinin kilit parti olduğunun ilanı diyebiliriz.”
Ecevit Kılıç, deklarasyonda Cumhurbaşkanlığı sistemine eleştiriler olması nedeniyle HDP’nin tekliflerini öncelikli olarak Millet İttifakı’na yaptığını söylüyor.
“Tekliflere baktığımızda; yerel yönetimlerin etkin kılındığı demokrasi, tutuklu siyasetçilerin serbest bırakılması ve bu davaların ortadan kaldırılması, kayyum uygulamasının son bulması ve Kürt sorununun çözümünde tüm taraflarla diyalog ile Meclis’in bu diyaloğun oluşmasında rol üstlenmesi var. Bunlar Millet İttifakı açısından kabul edilmez teklifler değildir.”
“Bir tek tüm taraflarla diyalog önerisi zor olabilir Kılıçdaroğlu’nun sadece HDP’yi meşru gördüğünü net bir şekilde söylemesi nedeniyle. İyi Parti bu konuda Kılıçdaroğlu’dan daha tutucu. Ancak Meclis’in seçimden hemen sonra çözümde rol üsteleneceği konusunda anlaşırlarsa HDP ve Millet İttifakı ortak aday çıkarır. Ancak diğer başlıklarda sorun çıkarsa veya Millet İttifakı’nın adayı kitlesinin benimsemediği bir aday olursa HDP kendi adayıyla yol almaya çalışır. Tam da Üçüncü Yol dedikleri şekilde.”
HDP geçmiş seçim tecrübesiyle önümüzdeki seçimlerdeki kilit rolünün çok farkında. HDP bu rolü yerinde ve doğru oynarsa tam da deklarasyon metninde denildiği gibi ülke yönetimine ortak olabilir.
Euronews’e konuşan Gazeteci-Yazar Ecevit Kılıç, HDP’nin teklifleri her ne kadar muhalefete yönelikmiş gibi algılansa da bu tekliflerin iktidar bloğunun Ak Parti kanadı için de kabul edilebilir özellikte olduğunu söylüyor.
“Son verilmesi istenen uygulamalar bu iktidar tarafından uygulansa da herhangi yeni bir çözüm atmosferinde kendiliğinden son bulacaktır. Yeni bir çözüm süreci başladığında zaten Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer tutuklu isimler pazarlık konusu bile olmadan bırakılabilir, kayyımlar gidebilir, yerel yönetimlerin etkinliği aratabilir. Hepsi bir kalıcı nitelikteki bir çözüm sürecinin başlamasına bakar.”
“O nedenle HDP geçmiş seçim tecrübesiyle önümüzdeki seçimlerdeki kilit rolünün çok farkında. HDP bu rolü yerinde ve doğru oynarsa tam da deklarasyon metninde denildiği gibi ülke yönetimine ortak olabilir. Bu uzak bir ihtimal değil. Diğer taraftan geçmişteki bütün çözüm süreçleri ve arayışları seçim dönemlerinde yaşandı. Seçimlerden sonra da rafa kalktı. Bu kadar önemli bir seçim sürecinde de iki ittifak tarafından da yeni bir çözüm süreci gündeme getirilecektir.”
Kaynak: Euronews