Sedat Peker’in 15 Temmuz sonrası İstanbul’da silah dağıtıldığına yönelik iddiaları yeniden kayıp silahları gündeme taşıdı. İddialara yönelik Emniyet Genel Müdürlüğü, “Soruşturmada bize düşen görev yok” dedi.
Organize suç örgütü firarisi Sedat Peker’in 15 Temmuz darbe girişiminin ardından İstanbul’da bir kasa kalaşnikof silah dağıtıldığı iddiası tartışma yarattı.
Peker’in iddiasına göre, Ağustos 2016’da İstanbul Esenyurt’tan yola çıkan silahları getiren araçta AKP Gençlik Kolları Başkanı Abdülsebur Soğanlı ile 15 Temmuz gazisi ve İçişleri Bakanlığı mensubu Ahmet Onay da vardı. Bu silahların devletin envanterine kayıtlı olmadığını belirten Peker, silahların İstanbul Balat’ta şu an AKP İstanbul Gençlik Kolları Başkanı olan Osman Tomakin’e teslim edildiğini savundu.
Emniyet savcılığı işaret etti
Peker’in iddiaları, bir kez daha gözleri 15 Temmuz darbe girişiminin ardından dağıtıldığı iddia edilen silahlara çevirdi.
DW Türkçe’nin ulaştığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nden üst düzey bir yetkili, Peker’in iddialarında yer verdiği silahlarla ilgili soruşturma boyutunda kendilerine düşen bir görev olmadığını savundu. Ancak tespit etmeleri halinde el koymaya yetkilerinin olduğunu söyleyen yetkili, savcılığı işaret etti.
Savcılık sessiz
Savcılıktan ise konuya ilişkin herhangi bir soruşturma başlatıldığına yönelik açıklama yapılmadı. Peker’in iddialarının odağındaki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da şimdiye kadar sessiz kalmayı tercih etti.
Kayıp silahla işlenen cinayet
Kayıp silahlar olayı, ilk kez Ankara’da işlenen bir cinayetle gün yüzüne çıkmıştı. Darbe girişiminden 15 gün sonra Mustafa Maraş adlı kişi, Ankara’nın Çubuk ilçesinde MP-5 silahla bir kişiyi öldürdü, bir kişiyi ise yaraladı. Sanık Maraş mahkeme tarafından müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bu olay, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında polisler tarafından halka silah dağıtıldığını ortaya koydu. Ancak 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kaç kişiye ne kadar silah ve mühimmat dağıtıldığı konusu araştırılmadı.
Silahları mahkeme sordu
15 Temmuz darbe girişimi sırasında oluşan zararların darbe sanığı 661 kişiden tahsili amacıyla Ankara’da açılan davada da kayıp silahlar konusu gündeme geldi. Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi, emniyetin zararlarının tespiti için bilirkişi heyeti görevlendirdi. Rapor hazırlayan bilirkişiler, üçü G-3 piyade tüfeği, sekizi Kalaşnikof olmak üzere 16 silahın darbe gecesi kaybolduğunu bildirdi. Mahkemenin son duruşmada bu silahların kayıtlarını istemesine karşın Emniyet halen yanıt göndermedi.
CHP’li Tüm: 106 bin silah kayıp
Kayıp silahlar konusunu 2018’de gündeme taşıyan dönemin CHP Milletvekili Mehmet Tüm, 2014 yılında kayıp veya çalınan silah sayısı 14 bin 600 iken, bu sayının darbeden sonra 106 bini geçtiğini açıklamıştı.
İçişleri Bakanlığı da 2018 yılında konuya yönelik verdiği yanıtta, 2017 Yılı İdare Faaliyet Raporu’na göre 106 bin 740 kayıp silah olduğunu ve bu rakamın 1944 ile 2017 yılları arasını kapsadığını belirtmişti.
Peker’in açıklamalarının ardından DW Türkçe’ye konuşan Mehmet Tüm, “Biz bu kaçak silahlarla ilgili Meclis’te çok ciddi çaba sarf ettik. Bu kapsamda iki tane araştırma önergesi verdim, üç tane soru önergesi verdim. Defalarca İçişleri Bakanlığı’na bu silahların kimlere dağıtıldığını sormuştuk, ancak ne yazık ki İçişleri Bakanlığı’ndan bir yanıt alamadık.”
“Bunun hesabını vermek zorundalar”
Ankara’da emniyetin silahıyla işlenen cinayet olayına işaret eden Tüm, “Sonra anladık ki bu silahlar o akşam birçok insana dağıtılmış ve bu silahların halen nerede olduğu belli değil. İnanıyorum ki o silahlarla birçok cinayet de işlenmiştir” iddiasında bulundu.
CHP’li vekil Tüm, bu silahların peşini bırakmayacaklarını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Sedat Peker’in açıklaması gösteriyor ki bu silahları kendi yandaşlarına dağıtmışlar. Diyor ki AKP Gençlik Kolları Başkanı Osman Tomakin’e bu silahlar teslim edildi. O nedenle bunların hesabını vermek zorundalar. Çünkü bu silahlarla Türkiye’nin her yerinde cinayetler işleniyor. Devletin görevi bunları açık şeffaf olarak ortaya koymaktır.”
“Silahlanma tehlikeli boyutlarda”
Tüm, Türkiye’de bireysel silahlanmanın tehlikeli boyutlara ulaştığını kaydetti. 25 milyonun üzerinde kaçak silah bulunduğunu öne süren Tüm, “O nedenle bir an önce önlem alınmalıdır” çağrısında bulundu.
Türkiye’de iktidara yakın bir kesimin silahlandığı iddiaları daha önce de gündeme geldi. 2020’de Ülke TV’de Esra Elönü’nün sunduğu “Arafta Sorular” isimli programa katılan Sevda Noyan’ın sözleri endişeye yol açmıştı. Noyan, “15 Temmuz kursağımızda kaldı. Vallahi yapamadık istediklerimizi. Boş bulunduk. Yanlış anlaşılmasın, doğru anlaşılsın. Bizim aile şöyle bir 50 kişiyi götürür, onu söyleyeyim yani. Biz çok donanımlıyız bu konuda, maddi manevi olarak. Ayaklarını denk alsınlar. Bizim hâlâ sitede var 3-5. Benim listem hazır açıkçası” demişti. Savcılık, Noyan hakkında şikâyet üzerine “halk arasında korku ve panik yaratmak aracıyla tehdit” suçundan 6 yıl hapis istemiyle dava açmıştı.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe