Silah Sistemlerinde Yazılım

Günümüzde, yazılımsız bir cihaz düşünmek neredeyse imkansız hale geldi. Benzer şekilde, silahlar da yazılım süreçlerinin bir parçası olarak evrim geçirmektedir. Savunma sanayindeki teknolojilerin tarihine bakıldığında, başlangıçta telgraf, radyo ve radar teknolojilerinin temel alındığı görülmektedir.

Zaman içinde, silah sistemlerinin kullanımı, GPS destekli haritalara ve operasyon takibi için tablet kullanımına doğru evrimleşmektedir. Yapay zeka teknolojilerinin de oyuna dahil olmasıyla bu evrimin giderek hızlanacağı tahmin edilmektedir. Savunma endüstrisinde, gelecekte yapay zekanın kullanımının kaçınılmaz olduğu, Kasım 2023 tarihli Almanya Federal Savunma Bakanlığı raporunda vurgulanmaktadır.[1]

Raporda özellikle sivil endüstri gibi, savunma endüstrisinde de donanımdan yazılıma odak değişikliklerinin olacağı belirtilmektedir.

Savunma yazılımları her yıl kod miktarı açısından hızla büyümektedir. Örneğin, 1980’lerde F-16 savaş uçağı binlerce satır kod kullanırken, 2005’te tanıtılan F-22 Raptor’de 1.700 satırlık aviyonik yazılım kodu kullanmış, beşinci nesil F-35 Lightning II Müşterek Taarruz Uçağı ise 24.000 satır kaynak kodu kullanarak F-22’ye kıyasla 14 kat artışa işaret etmektedir.[2]

Bu sistemler, binlerce satır kaynak kodu kullanarak yazılımın giderek artan ayrılmaz rolünü ortaya koymaktadır. Yazılım, mevcut kabiliyetlerin yükseltilmesi ve yeni nesil savaş ağlarının oluşturulmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yazılım, sürekli güncellemelerle hızlı uyarlanabilirlik sunarken insan müdahalesiyle birlikte askeri kabiliyetlerin geliştirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır.

Yazılım Tanımlı Savunma (Software-Defined Defence – SDD)

Savaş araçlarından beklenen taleplerin değiştiği bir dönemdeyiz. Artık araçlarda bulunan fonksiyonları arttıran yazılımlar talep edilmektedir. Silah sanayiinde SDD terimi, bir silah sisteminin tüm işlevlerinin yazılım üzerinde kurgulanması anlamına gelmektedir. Yazılımdaki teknolojik ilerleme, geleneksel askeri donanım temelli yaklaşımın hızını aşarak daha hızlı adaptasyon ve işlevlerin sürekli geliştirilmesine olanak tanımaktadır.

Büyük miktarda veri üreten savunma kabiliyetleri, sağlam veri merkezi mimarileri ve olgun veri yönetim sistemleri gerektirmektedir. Yazılım tanımlı savunma, gerçek zamanlı veri paylaşımına öncelik verir ve bu, ağ merkezli yaklaşımlardan yazılım merkezli yaklaşımlara geçişi zorunlu kılar.

Sistemlerin Kullanım Ömrü

SDD yaklaşımına göre, her sistem modüler bir mimaride tasarlanır ve tüm sistemler birbirleriyle tam uyumlu olacak şekilde planlanır. Yazılım, donanımın karmaşık, uzun ve maliyetli değişikliklere gerek kalmadan yeni yetenekler kazanmasını sağlar. Bu nedenle yazılımlar, tüm sistemlerin kullanım ömrünü uzatır ve uygulama yelpazesini sürekli genişletebilir.

Ayrıca güncellemeler için daha kısa geliştirme süreleri, düşük maliyetler ve daha uzun hizmet ömrü sunması, yazılım tabanlı araç ve gereçlerin kullanım ömrünü artırır. Yazılım güncellemeleri sayesinde cihazlar daha uzun süre kullanılabilir hale gelir; bu durum günümüz cep telefonlarında rahatlıkla gözlemlenebilir.

Siber Güvenlik Riski

Yazılım merkezli yaklaşım, yazılım geliştiricilerden sisteme uzanan bir sabit hat üzerine kurulur. Bu, silah sistemlerinin yazılımının sürekli olarak uyarlanması ve dağıtılması için tüm sistemlerin buluta bağlanması anlamına gelir. Ancak, bu, yeni siber güvenlik risklerini de beraberinde getirir. Ancak birçok alan uzmanı, modüler mimari ve sabit bir veri hattı sayesinde bu risklere daha hızlı bir şekilde karşı koyulabileceğini savunmaktadır.

Sistemler büyüdükçe normlara ve standartlara uyum sağlamak zordur. Sistemlerin karmaşıklığı arttıkça, bir yazılım hatası geniş kapsamlı problemlere yol açabilir. Ayrıca, dijital olmayan sistemlerin de bu yapıya entegre edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu yaklaşım, kesin bir evrimleşmiş başarı olmaktan ziyade sürekli bir gelişim sürecidir.[3]

Savunma Sanayii ve Ar-Ge

Savunma sanayii, sivil örneklerde olduğu gibi yazılım odaklı gelişimle bir paradigmaya geçmektedir. Yazılım merkezli bakış açısı, gelecekte savunma projelerinde odak noktası haline gelerek büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak, bu yaklaşımın başarıyla uygulanabilmesi için silahlı kuvvetlerin ihtiyaçlarını ve sertifikasyon süreçlerini bu yeni fırsatlara adapte etmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, yazılım tanımlı savunma yaklaşımıyla üretilen silahlar, araçlar ve gereçler savunma projelerinde önemli bir rol oynayacak ve yazılımın askeri yetenekleri şekillendirmedeki kilit rolünü vurgulayacaktır. Yazılım ve donanımın işbirlikçi bir şekilde çalıştığı bu yaklaşım, gelecekte savunma endüstrisinde daha fazla benimsenecektir.

Sonuç

Yazılımın savunma endüstrisindeki önemi gün geçtikçe artmaktadır. Silah sistemlerindeki yazılım odaklı evrim, geleneksel donanım temelli yaklaşımdan daha hızlı adaptasyon ve sürekli gelişme imkanları sunmaktadır.

Yazılım merkezli yaklaşım, silah sistemlerini modüler bir şekilde tasarlayarak kullanım ömürlerini uzatmakta ve yeni yetenekleri maliyet etkin bir şekilde entegre etmeye olanak tanımaktadır. Ancak, bu geçiş sürecinde siber güvenlik riskleri ve uyum zorlukları da ortaya çıkmaktadır.

Silahlı kuvvetlerin, yazılım merkezli gelişime uyum sağlaması ve sertifikasyon süreçlerini güncellemesi gerekmektedir. Sonuç olarak, savunma sanayii, yazılım tabanlı araçlar ve sistemlerle ilerleyerek gelecekte daha etkili, hızlı ve adapte olabilir bir yapıya kavuşacaktır.


[1] Experten fordern „Software Defined Defence“ (bmvg.de)

[2] iiss_software-defined-defence_17022023.pdf

[3] Dr. iur. Christian Hübenthal. “ Die Logik softwarezentrierter Rüstung.” In: Europäische Sicherheit · Strategie & Technik, 2024, 2/2024, Sayfa 90.