İki komşu ülkenin dışişleri bakanları henüz 45 gün önce ortak basın toplantısında canlı yayın sırasında sözlü münakaşaya girmişlerdi. Birisi ülkesinin egemenlik haklarının hiçe sayıldığını iddia ederken diğeri ise bu iddiayı “samimiyetsiz” buluyor ve muhatabını “azınlıklara karşı gayri insani davranmakla” itham ediyordu.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias’ın Ankara’daki ortak basın toplantısı beklenenin aksine komşu ülke ilişkilerini yumuşatmadan ziyade gerginliği daha da arttırdı.
Tarih, 01 Haziran 2021…Ziyaret sırası Çavuşoğlu’nda idi.
Çavuşoğlu Atina’dan önce Batı Trakya’ya uğrayarak “Türk Azınlık” kanaat önderleri ile görüştü.
Yunan basınında “Çavuşoğlu’nun resmi görüşmelerden önce dahi gerginlik çıkarma amacında olduğu” söylenirken Yunanistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı resmî açıklamada “Çavuşoğlu’nun gerçeği saptırdığını, bölgede yaşayan halkın ‘Türk Azınlık’ değil ‘Müslüman Azınlık’ olduğunu” belirtti.
Bu gelişmelerden sonra daha da gergin geçmesi beklenen Dendias-Çavuşoğlu görüşmesi tıpkı Ankara’da olduğu gibi “beklenenin aksine” gerçekleşti. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, Çavuşoğlu’nu kapıda karşıladı ve sarılarak selamlaştılar. 25 maddelik bir liste üzerinde anlaşmaya vardılar. Herkes çok mutlu gözüküyordu.
Bir gün önce “gerginlik” haberleri yapan Yunan Medyası ertesi gün ziyareti “Dostça ve samimi” ve “Küçük ama önemli adım” gibi manşetlerle görecekti.
Tarihi Bakanlar Kurulu Kararı
Aradan bir hafta geçmeden Yunanistan Dışişleri ile Göç ve İltica Bakanlıkları arasında yapılan ortak protokol Bakanlar Kurulu Kararı olarak yayımlandı. Bu protokol ile Türkiye’nin hiç de hoşlanmayacağı bir karar alındı. Daha bir hafta önce esen dostluk rüzgarlarının yerini gerginliğe bırakması muhtemeldi. Çünkü Erdoğan iktidarı, Yunan gazetelerinde çıkan küçük kupür haberleri dahi miting meydanlarında dillendirip, Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisini Dışişlerine çağırıyordu.
Ama yine beklenen olmadı. Erdoğan iktidarı ve Erdoğan medyası bu kararı görmezden geldi ve adeta üç maymunu oynadı. Peki bu kararda neler vardı?
Karara göre Yunanistan “Türkiye üzerinden Yunanistan’a gelen Suriye, Afganistan, Pakistan, Bangladeş ve Somali vatandaşlarını tekrar Türkiye’ye gönderecektir. Çünkü Türkiye bu ülke vatandaşları için Güvenli Ülkedir”.
Push Back’ler Arttı
Bu karardan sonra sadece sayılan 5 ülke vatandaşı değil Yunanistan’a iltica eden Türkiye vatandaşlarına da Push Back (Geri İtme) uygulanmaya başlandı. İnsanların Push Back’e maruz kaldığı neredeyse her gün özellikle sosyal medyada görülmeye başlandı. Bu görüntülerde geri itmelerin öncesinde iltica eden insanlara fiziki ve sözlü işkence yapılıp cep telefonu ve paralarının gasp edildiğine dikkat çekiliyordu.
Geri itmelerden çok sayıda Türkiye kökenli sığınmacı da etkilendi. Erdoğan Türkiye’sinin Yunan Bakanlar Kurulu kararına ses çıkarmaması ve AKP iktidarına muhalif olan bu insanlara karşı Yunanistan’ın gayri hukuki muameleleri akıllara Çavuşoğlu’nun ziyaretini ve tarafların bu konuda anlaşmış olma ihtimalini getirdi.
Utanç İstifası
Avrupa Sınır Koruma Ajansı (Frontex) Direktörü Legger Nisan ayı sonunda görevinden istifa etti. İstifaya sebep olarak ise Yunanistan’ın sığınmacıları geri itmesi ve benzeri hak ihlallerine bilinçli olarak göz yumması gösterildi.
Devamında ise Avrupa Birliği Yolsuzlukla Mücadele Ofisi (OLAF), Frontex hakkında göçmenlerin geri itilmesi ile taciz ve görevi kötüye kullanma gibi suçlamalar nedeniyle soruşturma başlatmıştı.
Hukuk Ne Diyor?
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde iltica hakkı ile ilgili olarak “Herkes zulüm karşısında başka memleketlerden mülteci olarak kabulü talep etmek ve memleketler tarafından mülteci muamelesi görmek hakkını haizdir.” denirken,
Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesinde ise “Hiç kimse, ölüm cezası, işkence veya başka insanlık dışı veya alçaltıcı muamele veya cezaya tabi tutulması konusunda ciddi bir tehlikenin bulunduğu bir Devlete geri gönderilemez, sınır dışı edilemez veya iade edilemez.” hükümleri yer almaktadır.
Avrupa Medeniyeti!
Son yıllarda Avrupa’da da Erdoğan gibi Makyavelist liderlerin sayısı arttı. Bu da Erdoğan’a daha fazla hareket alanı sağlıyor. Yunanistan ve Türkiye arasındaki örtülü anlaşma da bunlardan birisi. Yunanistan ile savaş çığırtkanlığı yapan Erdoğan ile her fırsatta Erdoğan’ı eleştiren Yunan yetkililer insanlık dışı bir uygulamada bir noktada buluşabiliyorlar.
Önceki yazımda Avrupa’nın Ukrayna’da yaptıklarını ve yapmadıklarını, mevcut tutumlarının Avrupa medeniyet anlayışı ile örtüşmediğini yazmıştım. Geri itmeler konusunda da maalesef Avrupa’nın tutumu çok farklı görünmüyor.
Yunanistan’ın uyguladığı ve Avrupa Birliği’nin yol verdiği geri itmeler (push back) sonucu son dönemde Türkiye’deki işkence ve kötü muamele ya da gayri hukuki uygulamalardan kurtulmaya çalışan yüzlerce insan cezaevine girdi, binlerce çocuk annesiz veya babasız kaldı.
Birçoğu da cezaevine bile giremeden hayatını kaybetti…
Avrupa Birliği ülkelerinin bir an önce Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesinde bulunan hukuki ve insani değerlere dönmesi gerekmektedir. Dünyanın çeşitli yerlerinde hukuksuzluğa maruz kalmış insanlar kurtuluş olarak Avrupa’yı görüyor ve Avrupa’ya gidiyorlardı. Eğer Avrupa Birliği öz değerlerine dönülmez ise Avrupa’nın, kendisine kurtuluş için gelen insanların geldikleri coğrafyalardan farkı kalmaz. Kötü olan şu ki böyle bir durumda Avrupa insanının gidebileceği bir yer bulunmamaktadır.