Ankara Katliamı’nın üzerinden altı sene geçmesine rağmen adalet mücadelesi sürüyor. Avukatlara göre, dava için kilit öneme sahip IŞİD’li tanıkların dinlenememesi, yargı sürecini sekteye uğratıyor.
Ömer Y., Ankara AŞTİ’de yakalandığında sene 2018’di. Hakkında istihbari bilgi bulunan Y. hakkında o sırada henüz bir soruşturma yoktu. Yakalandıktan sonra sorgu süreci başladı. İfadesi sırasında, Suriye’de uzun yıllardır IŞİD’le çalıştığını, örgütün “Medya ve Propaganda Bakanlığı” olarak tanımladığı bölümünde memur olarak görev aldığını anlattı. 10 Ekim Ankara Katliamı, Suruç Katliamı ve Diyarbakır miting saldırısını gerçekleştirenlerin Ebu Zeynep adlı bir emire bağlı çalıştıklarını, bu kişinin merkezden bağımsız olarak söz konusu saldırıları örgütlediğini de söyledi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 Eylül’de 10 Ekim Katliamı ile ilgili görülen duruşmada söz alan avukat Senem Doğanoğlu, “Ömer Y.’nin 10 Ekim Ankara katliamının nasıl Suriye’den örgütlendiği, Ankara’da nasıl gerçekleştiği, hangi ketibenin yaptığı, o ketibede kimler olduğu, bunun nasıl bir propaganda malzemesi olduğu konularında bu kadar önemli bilgilere sahip olan tanığın dinlenilmesini talep ediyoruz” dedi. Ancak Y.’nin 16 Nisan 2020 tarihinde İstanbul’da yargılandığı dosyadan serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
DW Türkçe’ye konuşan avukat Doğanoğlu, “Halen cezaevindedir, herhalde ağırlaştırılmış müebbet almıştır’ diye düşünüyorduk. Öğrendik ki serbest bırakılmış” diyor.
Evinde IŞİD arşivi bulunan Hammet de serbest
Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde gerçekleşen barış mitinginde canlı bomba saldırısı sonucu 102 kişinin hayatını kaybetmesinin üzerinden altı yıl geçti. Ancak adalet mücadelesi halen sürüyor.
Katliamın ardından 16’sı firari 35 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması, 7 Kasım 2016’da görüldü. İddianamede sanıkların “anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs”, “100 kişiyi öldürme”, “391 kişiyi öldürmeye teşebbüs”, “örgüt üyeliği” gibi suçlardan cezalandırılması talep edildi. 3 Ağustos 2018 tarihinde açıklanan kararda, dokuz sanığa 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Dokuztanığın dinlendiği ve firari sanıklar yönünden açılan dava ise halen devam ediyor.
Avukatlara göre, dava süreci için IŞİD’li tanıkların anlatımları oldukça önemli, ancak tanıklıklar konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Ömer Y.’nin serbest bırakılması bu sıkıntılardan yalnızca biri.
Kuteybe H.de yurtdışı çıkış yasağıyla serbest bırakılan IŞİD’lilerden. Mersin’de 2019 yılında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan H.’nin 10 Ekim sanıklarıyla ilgili bilgi ve belgeye sahip biri olduğu biliniyor. Kuteybe H.’nin evinde bulunan dijital dosyalarda 4 bin civarında IŞİD’liye dair bilgilerin yer aldığı bir arşiv ortaya çıkmıştı. Avukatlar geçen duruşma mahkemeden, Hammet’in Mersin’de görülen dava dosyasında yer alan 10 Ekim Katliamı’nın firari sanıklarına ait bilgilerin kendileriyle paylaşılmasını talep etti.
Ancak Ankara Katliamı davasındaki avukatların mahkemede dinlenilmesini talep ettiği H.’nin akıbeti de Ömer Y. gibi bilinmiyor. Avukat Doğanoğlu, “Hammet’i önümüzdeki celse bekliyoruz ama nerede olduğu bilinmiyor şu an” diyor.
Yargıtay “IŞİD’e katılma iradesi yok” dedi, beraat etti
Avukatlar, 10 Ekim davası kapsamında dinlenen IŞİD’li tanıkların dava sürecine etkisine işaret ediyor. IŞİD’in “Türkiye Emiri” olduğu iddia edilen İlhami B.nin eşi Hülya B.dava kapsamında dinlenen IŞİD bağlantılı 8 kadından biri.
Avukat Senem Doğanoğlu, IŞİD dosyalarının bir numaralı ismi İlhami B.’nineşi Hülya B.’nin MİT operasyonu ile Türkiye’ye getirilen IŞİD’liler arasında olduğunu basından öğrendiklerini söylüyor. Avukatlara göre, Hülya B.’nin ifadesi, İlhami Balı’nın IŞİD saldırılarındaki sorumluluğunu ortaya koyması açısından oldukça önemliydi.
Avukat Doğanoğlu ayrıca, Hülya B.’nin ifadesineticesinde öldüğü iddia edilen İlhami B.’nin Suriye’de bir kampta bulunduğunun da teyit edildiğini hatırlatıyor. “Muğlak bir şekilde ‘Öldüğü düşünülmektedir’ diye istihbarat raporlarının dosyaya geldiği aşamada, Hülya B.’nin beyanları önemliydi” diyor. Doğanoğlu, yargılandığı dosyada örgüt üyeliğinden ceza alan Hülya B.’ye ilişkin kararın Yargıtay tarafından bozulduğuna dikkat çekiyor.
Yargıtay’ın Hülya B. kararının IŞİD’li kadınlarla ilgili önemli kararlardan biri olduğunu söyleyen Doğanoğlu, Yargıtay’ın Hülya B.’nin IŞİD’e katılma iradesi olmadığını, eşinin zoruyla örgüte üye olduğunu savunarak beraatini istediğini aktarıyor.
Dava kapsamında, canlı bombaları taşıyanların Türkiye’den kaçırılmasında payı olduğu düşünülenler ile IŞİD’in Antep örgütlenmesinde rolü olduğu tespit edilen kişiler de dinlenen tanıklar arasında yer aldı. Doğanoğlu, bu tanıklıklar hakkında, “Her IŞİD’linin yaptığı gibi, ‘Hiç haberim yok, bilmiyordum. Ben sadece muhafazakâr bir insanım’ deyip geçiştirdiler” diye konuşuyor.
Cerablus’taki sır kayıt
Merve D. da mahkemede dinlenen IŞİD’liler arasında. Almanya’da okuyan Dündar, mahkemede verdiği ifadeye gِöre, Türkiye’de aranan 21 kişilik canlı bomba listesinde yer alan, internette tanıştığı IŞİD’li Mahmut G. ile 2013 yılında dini nikahla evlenerek Suriye’ye gitti. Mahkeme başkanın “Suriye’de geçiminizi nasıl sağladınız?” sorusuna, “IŞİD maaş veriyordu” yanıtını veren Merve D., kaçakçılara 12 bin dolar ödeyerek Suriye’deki kamptan çıktığını anlattı.
Kaçakçılar tarafından Türk askerlerine teslim edildiği iddia edilen ve Cerablus’ta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bulunduğu yerde tutulan D. ilk olarak burada sorgulandı. Avukat Senem Doğanoğlu, D.’nin Cerablus’taki sorgulaması hakkında, “Orada kayıt altına alınmış hiçbir şeyden haberdar değiliz” diye bahsediyor.
Avukat Senem Doğanoğlu, 10 Ekim Katliamı’nda devlet yetkililerinin sorumluluğuna özellikle vurgu yapıyor.
“Emri veren de dahil olmak üzere bütün sorumluların ortaya çıktığı ama bir türlü yargılanmadığı bir aşamadayız” diyen avukat, dava kapsamında halen onlarca tanık dinlenmesi gerektiğini savunuyor. Doğanoğlu, “Tanıkların tek cümlesi bile değerli ama taleplerimizi reddeden bir heyet var karşımızda” diyor.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe