Tüm dünya aylardır Rusya’nın Ukrayna’ya ne zaman savaş açacağı sorusunu soruyor. Zira Rusya’nın Ukrayna sınırına yaklaşık 100 bin asker konuşlandırdığı ve sınırda sürekli olarak tatbikatlar yaptığı biliniyor. Bunun yanında olası bir savaşı engellemeye yönelik müzakereler de devam etmekte.
Müzakere sürecini Rusya adına Devlet Başkanı Putin ve Dışişleri Bakanı Lavrov yürütürken, Ukrayna adına ise başta ABD ve NATO yetkilileri olmak üzere Almanya, İngiltere gibi ülkeler bu sürece dahil oldular.
Tüm bu girişimlerin sonucunda taraflar masadan anlaşamayarak kalkarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir açıklama yaptı ve sorunun çözümüne yönelik olarak Rusya ile Ukrayna arasında arabulucu olmak istediğini açıkladı.
Taraflar arasındaki kriz sürecini biraz açalım…
Savaş Durumuna Nasıl Gelindi?
Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhak etmesi sonrasında Ukrayna Ordusu ile Rusya destekli ayrılıkçılar arasında çatışmalar başladı. Rusya, ayrılıkçı grupları desteklemediğini söylese de Rus askerlerinin rütbelerini çıkarmış bir şekilde bu çatışmalara katıldığı görüldü. Ve nihayetinde 15 binden fazla insan yaşamını yitirdi.
2021 sonunda önce Ukrayna’nın ABD, NATO ve Avrupa Birliği ülkelerine yaptığı çağrılar, ardından Batılı ülkelerin istihbarat raporları, Rusya’nın on binlerce askerini Ukrayna sınırına konuşlandırdığını; bu sayede Donbas bölgesindeki ayrılıkçılara desteklerini artırdıklarını ortaya koydu. Bunun yanı sıra Rus ordusunun, Ukrayna’nın bir diğer komşusu olan Belarus’la birlikte yine Ukrayna sınırında ortak bir tatbikat yapacağı açıklandı.
2022’ye gelindiğinde savaş iddiaları daha da somutlaşırken başta aşağıdaki ülke ve oluşum olmak üzere birçok ülke olası savaşı engelleye yönelik diplomatik temaslar yürüttüler.
NATO – Rusya Görüşmeleri
Son olarak geçtiğimiz 12 Ocak’ta bir araya gelen NATO ve Rus yetkililer masadan anlaşamadan kalktılar. Zira Rusya, Ukrayna ile arasındaki sorunlarının çözümünü NATO’nun yapısı ve geleceği üzerindeki planlarına endeksledi. Ukrayna sorununun nasıl çözülebileceği yerine NATO’nun yapısının değiştirilmesi üzerinde durdu.
Şöyle ki; Ukrayna ile olası savaşın engellenmesine yönelik toplantıda Rusya, NATO ve ABD’nin eski Sovyetler Birliği ülkelerinde ve NATO üyesi olmayan ülkelerde askeri üs kurmaması, herhangi bir askeri faaliyette bulunmak için bu ülkelerin altyapısını kullanmaması ve bu ülkelerle askeri iş birliği yapmaması konularını gündeme getirdi. Hatta NATO’nun Romanya ve Bulgaristan’dan çekilmesi gerektiğini vurgulayan Rusya, masaya anlaşmak için oturmadığını göstermiş oldu.
ABD – Rusya Görüşmeleri
ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov arasında gerçekleşen görüşmeden sonra ABD tarafı; “Rus askeri yığınağından kaynaklı gerilimi azaltmak için diplomatik çabalara devam etmenin önemini” vurguladı. ABD tarafı, Rusya’nın Ukrayna sınırını geçmesi durumunda ABD ve Avrupalı müttefiklerinin Rusya’ya karşı birleşik bir cephe oluşturacaklarını da belirtti.
Ayrıca ABD’li yetkililer Rusya’nın Ukrayna’yı işgal için bir “bahane yaratma” zemini oluşturduğunu iddia ederek Ukrayna’yı suçlayacak “sabotaj eylemleri ve bilgi operasyonlarının” buna dahil olduğunu da ifade ettiler.
Bu iddialar MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Türkiye’nin Suriye’ye olası harekâtını meşru kılmak için söylediği “Ben öbür tarafa 4 tane adam gönderirim, boş alana 8 tane füze de attırırım. Problem değil o. Gerekçe üretilir” sözlerini anımsattı.
Rusya’ya Diğer Tepkiler
Almanya – Rusya görüşmelerinde ise Almanya, ilk kez Minsk Anlaşması çerçevesinde 2015 yılında Almanya, Ukrayna, Fransa ve Rusya’nın katılımıyla başlatılan “Normandiya Formatı” adı verilen müzakere sürecini tekrar işlevsel hale getirmek için çalışacaklarını açıkladı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz da Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunması durumunda Rusya’nın bunun bedelini ağır ödeyeceği tehdidinde bulundu. Siyasi ve ekonomik yaptırımların söz konusu olacağını kaydeden Scholz, Batılı müttefiklerin bu konuda görüş birliği içinde olduklarını da kaydetti.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da “Eğer Rusya Ukrayna’ya yönelik herhangi bir ölçekte saldırıda bulunursa, hiç şüpheniz olmasın ki bu sadece Ukrayna için değil, Rusya için de bir felaket olur. Bu, tüm dünya için bir felaket olur. İngiltere, Ukrayna’nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün yanında duracaktır.” açıklaması yaptı.
Avrupa Komisyonu Başkanı ise, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırı düzenlemesi halinde Avrupa Birliği’nin (AB) “çok büyük ekonomik ve mali yaptırımlar uygulayacağını” söyledi.
Erdoğan’dan Arabuluculuk Hamlesi
Tüm bu olaylar yaşanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan ilginç bir açıklama yaptı. Türkiye’nin hem Rusya ile hem de Ukrayna ile iyi ilişkilere sahip olduğunu söyleyerek “Taraflar arasında barışın hâkim olmasına aracı olabiliriz” dedi.
Peki Türkiye gerçekten Rusya ile Ukrayna arasında arabulucu olup barışın tesisini sağlayabilir mi? Bu sorunun cevabı için öncelikle “arabulucu” kavramını biraz irdelemek gerek.
Arabulucunun öncelikle tarafsız olması, taraflardan biriyle “astlık-üstlük” münasebetinin olmaması gerekmektedir. Ayrıca uyuşmazlığın çözümünde sürecin tıkandığı durumlarda ortaya yeni fikirler koyarak süreçteki tıkanıklığı gidermesi gerekir. Taraf ülkeler üzerinde saygınlığa sahip olması ve yeri geldiğinde bir ülkeye diğerine karşı tavizde bulunmasını kabul ettirebilmesi gerekir.
Sadece bu birkaç madde üzerinde bile durulduğunda anlaşılıyor ki; onlarca Türk askerini hava operasyonları ile şehit etmesine rağmen Rusya’ya karşı herhangi bir tepki veremeyen ve elle tutulur bir açıklama dahi yapamayan Erdoğan Hükümetinin Rusya ile Ukrayna arasında arabulucu olmak istemesi çok ironik!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin karşısında, kamuoyunun bilmediği nasıl bir saygınlığı var acaba? Erdoğan’ı kapısında dakikalarca bekleten Rusya Devlet Başkanı Putin değil miydi? Kendi ülkesinin saygınlığını da yerle bir eden Erdoğan, Putin’e Rusya aleyhine olan neyi kabul ettirebilir ki?
Putin’in Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki arabuluculuğunda iki ülkenin liderleri olan Aliyev ve Paşinyan’ı karşılarına oturttuğu, Ermenistan ile Türkiye arasında devam eden normalleşme sürecinin arabuluculuğunu yine Rusya’nın yaptığını unutmamak gerekiyor.
Tüm bunlara bakınca Rusya için, kendisini Putin’in yanında konumlandıran Erdoğan’dan daha mantıklı bir arabulucu olmaz. Çünkü barışı sağlamak adına işgale dahi gerek kalmadan Ukrayna’yı Rusya’nın tahakkümü altına sokar. Tıpkı Türkiye’yi Batı yörüngesinden çıkarıp Rusya’ya bloklamaya çalışması gibi.