Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kuzey Kıbrıs’ı ziyaretinde kapalı Maraş bölgesinin bir kısmının daha açılacağını açıklamasının yankıları sürüyor. Kıbrıs yönetimi, konuyla ilgili olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne başvuruda bulundu.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, meseleye, BMGK nezdinde sert bir yanıt vermek çalışıldığını duyurmuştu.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de gelişmelerden “derin endişe” duyduğu kaydedildi.
Guterres’in sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, “Tarafların, kalıcı bir anlaşma arayışını tehlikeye atacak, tek taraflı adım atmaması konusunda Genel Sekreter’in defalarca çağrı yaptığı” vurgulandı.
Sözcü Ferhan Hak, kapalı Maraş bölgesi ile ilgili Birlemiş Milletler’in duruşunun değişmediğini, varolan Güvenlik Konseyi kararları ile hareket edildiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 11 Mayıs 1984’te aldığı 550 numaralı kararda “Güvenlik Konseyi, Maraş’ın herhangi bir bölümüne kendi sakini dışındaki insanların yerleştirilmesi çabalarını kabul edilmez olarak niteler ve bu bölgenin BM yönetimine devredilmesi çağrısında bulunur” ifadelerine yer veriyor.
Maraş krizi nasıl başladı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurban Bayramı’nın ilk gününe de denk gelen Kıbrıs harekatının 57. yıldönümünde yaptığı konuşmada, “Maraş’ta hayat yeniden başlayacaktır” dedi.
Erdoğan, açılımın, Kapalı Maraş’ın yüzde 3,5’una tekabül eden pilot bölgeyi kapsayacağını söyledi.
Bu açıklama sonrası başta ABD ve Rusya olmak üzere birçok ülkeden tepki mesajları gelmeye devam ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Maraş’ın bazı kısımlarının Kıbrıs Türklerinin kontrolüne geçmesi açıklamalarını kınıyoruz” açıklaması yaptı ve Güvenlik Konseyi üzerinden sert bir yanıt verilebileceğini söyledi.
Blinken, Erdoğan’ın ve Kuzey Kıbrıs’ın iki devletli çözüm çağrıları için de “Biz Kıbrıs’ta, tüm bölgenin de faydasına olacak olan iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon temelli çözümü destekliyoruz” açıklaması yaptı.
ABD’nin Siyasi İlişkilerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland da, iki bağımsız devletli çözümü kabul etmediklerini duyurdu.
Erdoğan, Maraş bölgesinde yaptığı açıklamalarda ABD ile son dönem işbirliği konularından biri olan Afganistan’ın Kabil Havalimanı’nda güvenliği sağlama misyonuyla ilgili de konuşmuş ve şartları olduğunu söylemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birinci şart olarak, “Amerika birinci olarak diplomatik ilişkilerde bizim yanımızda yer alacak.” demişti.
Avrupa ülkeleri ve Rusya’dan da tepki geldi
Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Çarşamba sabah yaptığı açıklamada Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Christodoulides ile görüştüğünü, Maraş’ın bir kısmının açılması konusunda Kıbrıs Cumhuriyeti’ne destek verdiğini ve konuyu Birleşmiş Milletler gündemine getireceklerini açıkladı.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da, ani bir adımla Kıbrıs’ın başkenti Lefkoşa’ya giderek burada, “Türkiye’nin adımları cevapsız kalamaz” ifadesini de içeren açıklamalar yaptı.
İngiltere, Rusya ve Avrupa Birliği de, Maraş’ın yeniden açılması ile ilgili karşı çıkan ve duyulan kaygıyı içeren açıklamalar yapıyor.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kuzey Kıbrıs’ı ziyaretinde kapalı Maraş bölgesinin bir kısmının daha açılacağını açıklamasının yankıları sürüyor. Kıbrıs yönetimi, konuyla ilgili olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne başvuruda bulundu.
‘Maraş’ta yeni bir dönemin kapıları açılacak’
Erdoğan, Kurban Bayramı’nın ilk gününe de denk gelen Kıbrıs harekatının 57. yıldönümünde yaptığı konuşmada, “Maraş’ta hayat yeniden başlayacaktır” dedi.
1974’te Türkiye’nin müdahalesinden sonra Rumların Maraş’taki mülklerinden çıkmak zorunda kalmasına da gönderme yapan Erdoğan şöyle konuştu:
“Mülkiyet haklarına riayet edilen yürütülen bu çalışmalar ışığında, artık Maraş’ta herkesin yararına olacak yeni bir dönemin kapıları açılacaktır. Açılımın, Kapalı Maraş’ın yüzde 3,5’una tekabül eden pilot bölgede başlayacak olması Kıbrıs Türk makamlarının bu konuya ne kadar hassas yaklaştığını ortaya koyuyor.
“Yıllardır atıl durumda kalan bu bölge çözümsüzlüğün değil, Kıbrıs Adası’nın müreffeh geleceğinin sembolü olacaktır. Atılan bu adımlarla Maraş’ta yeni mağduriyetler oluşturulmayacak, bilakis mevcut mağduriyetler giderilecektir. Bizim kimsenin toprağında, hakkında mülkünde gözümüz yoktur.”
Ada’da kuzey ve güneydeki Türk ve Rum yönetimleri arasında bir tampon bölge var. Tampon bölgenin en doğusunda, dünyanın en güzel sahillerinden birine sahip, 1974 öncesi Ada’nın turizm gelirlerinin yüzde 53’ünün geldiği Maraş bölgesi, 46 yıldır kapalıydı.
Bölgedeki mülklerin çoğu, o dönem uluslararası turizm yatırımcılarına ve Rumlara ait. Türk tarafı, Maraş’ı müzakerelerde güçlü bir pazarlık kozu olarak elinde bulunduruyordu.
Kapalı Maraş’ın sahildeki yaklaşık 2 kilometrelik kısmı ve sahilin arka caddesi olan Demokrasi Caddesi, 8 Ekim 2020’de, halkın polis ve asker kontrolünde yaya geçişleri için açıldı.
Türkiye’nin ‘iki devletli çözüm’ politikası
Türkiye, Ada’nın kuzeyine 20 Temmuz 1974’te yapılan askeri müdahaleden yıllar sonra, 1983’te tek taraflı ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyan tek ülke oldu.
Ada’nın güney ve kuzeyindeki Rumlar ve Türklerin daha sonrasında başlayan müzakerelerde hep federal bir çözüm masaya yatırıldı.
Ancak Türkiye ve Türkiye’nin desteklediği, Ekim 2020’de Cumhurbaşkanı seçilen Kıbrıslı Türklerin lideri Ersin Tatar, o dönemden bu yana iki devletli çözümü desteklediklerini açıklıyor.
Çözüme en fazla yaklaşılan zaman, 2004’te BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın federal bir çözüm öneren Annan Planı’nın Ada’nın iki tarafında da referanduma sunulduğu 2004 yılı oldu. Türk tarafı planı kabul ederken, Kıbrıslı Rumlar ‘hayır’ oyu verdi.
Hemen ardından Kıbrıs, Avrupa Birliği üyesi yapıldı.
Türkiye’nin bugünkü iki devletli çözüm tezleri de, o dönem adadaki Rumların federal bir çözüme hayır demesi, buna rağmen AB üyesi yapılmalarına dayanıyor.
Ada’daki Kıbrıslı Türkler talep etmesi halinde Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alarak AB üyesi ülke vatandaşı olarak kabul ediliyor.
Kaynak: BBC Türkçe