Rusya’nın Ukrayna savaşında nükleer güçlerini teyakkuz durumuna getirmesiyle artan krize yönelik alınacak tavır, dünyada bu silahların kullanıldığı ilk ve tek ülke olan Japonya’da politikacıları ikiye böldü.
Japonya’nın bir önceki başbakanı Şinzo Abe, katıldığı bir televizyon programında Rusya’nın yarattığı bu yeni nükleer tehdit karşısında Japonya’nın, müttefiki ABD ile NATO’nun üyeleri arasındakine benzer bir işbirliği çerçevesinde nükleer silah paylaşımına açık olması gerektiğini savundu.
Ancak şu anki başbakan Fumio Kişida, parlamentoya hitabında selefiyle ters düşmek pahasına bu öneriye şiddetle karşı çıkarak “Ülkemizin bağlı bulunduğu nükleer karşıtı üç ilkeyi korumamız gerektiği düşünülürse böyle bir şey kabul edilemez” şeklinde nitelendirdi.
Kişida’nın bahsettiği üç ilke, “Nükleer silahlara sahip olmayacağız, üretmeyeceğiz ve izin vermeyeceğiz” şeklinde pasifist Japon Anayasası’nda da yer alıyor.
Bu ilkeler, İkinci Dünya Savaşı’ndan enkaz halinde çıkan ve atom bombasına maruz kalan Japonya’da uzun zamandır yürürlükte.
Bunun bir sonucu, Japonya’nın savaştan sonra silahsızlandırılması planı çerçevesinde savunma anlamında tamamen ABD’nin himayesine girmesi ve onun nükleer şemsiyesinin altına sığınması oldu.
Şahin Abe’ye karşı güvercin Kişida
Ancak son zamanlarda özellikle önceki başbakan Şinzo Abe yönetimi, savaş sonrası ABD tarafından dikte ettirilen bu anayasanın ilgili maddelerini değiştirmek için uğraşsa da başarılı olamadı.
Geçen yıl onun yerine gelen Kişida ise 6 Ağustos 1945’te dünyada ilk atom bombasının atıldığı şehir olan Hiroşima’nın milletvekili ve nükleer silahsızlanmayı hayatının amacı olarak gören biri.
Japonya’nın yıllardır yürüttüğü nükleer silahsızlanma kampanyalarının da güçlü bir destekçisi.
Geçen hafta Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve bu hafta başında nükleer tehdidini masaya sürmesi tüm dengeleri değiştirdi.
Ülkede Nikkei yayın grubu tarafından en son yapılan bir araştırmaya katılanların dörtte üçünden fazlası Rusya’nın Ukrayna üzerinde hak iddia etmesinden sonra Çin’in de Tayvan’ı işgal etmesinden çekindiklerini belirtti.
ABD’nin Doğu Asya’da Japonya’ya daha fazla silah satmak için sürekli gündemde tuttuğu Çin ve Kuzey Kore tehdidinden bir türlü kurtulamayan Japonya’da hükümetin politikası, muhafazakar muhalifler tarafından savunma alanında pasifist kalabilmek uğruna pasif olmakla suçlanıyor.
Japonya’nın daha aktif olması ve kendisini savunması gerektiğini düşünen eski başbakan Abe, aynı televizyon programında “Dünyada güvenliğin nasıl sağlandığını iyi anlamamız gerek. Yüz yüze kaldığımız gerçekleri tartışmaya açmayı tabu saymamalıyız.” şeklinde konuştu.
Tarihin acı gerçekleri
6 ve 9 Ağustos 1945 Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının yarattığı büyük tahribat ve sayısız can kaybı nedeniyle üç nükleer silahsızlık ilkesi 1967 yılında o zamanın Japonya başbakanı Eisaku Sato tarafından imzalanıp resmi politika haline getirilmişti.
Gün ışığına çıkan belgelere göre Amerikan ordusu, Japonya’nın en güneyindeki Okinawa’nın yönetimini tekrar Japonya’ya devrettiği yıl olan 1972’ye dek adada gizlice nükleer silah depoluyordu.
Şu an Japonya’nın kendi nükleer silahı veya bu tür silahlara sahip ABD’nin silahlarını konuşlandırma anlaşması bulunmuyor.
NATO üyesi olan ama nükleer silaha sahip olmayan Türkiye gibi bazı ülkeler ise yaptıkları anlaşmalarla caydırıcı olması bakımından ABD’nin nükleer silahlarının kendi ülke topraklarında konuşlanmasına izin veriyorlar.
Kaynak: BBC Türkçe