Mahkeme-i Adalete Duhûl Edilen İlk Kapı “Jandarma” (4) Bozuk Terazi

Doktorların en çok serzenişte bulundukları konulardan birisi de insanların kendilerinde var olan hastalıklara, çevrelerindeki benzer hastalıkların tedavilerini kendi başlarına uygulamalarıdır. Hastalık doğru teşhis edilmediğinde uygulanacak tedavi yöntemleri maalesef ölümcül sonuçlar doğurabilir. Jandarma teşkilatımızda görülen en bariz yanlış bence budur. Yıllarca Jandarmanın Genelkurmay Başkanlığına tam bağlılığının yanlışlığı, teşkilat içerisinde konuşuldu ve bu durumun değişmesi gerektiği dile getirildi. Ben Harp Akademileri komutanlığındaki kurmaylık eğitimini müteakip bir yıl görev yaptığım Genelkurmay Başkanlığında bu konunun yanlışlığını mesai arkadaşlarıma ve komutanlarıma ifade etmeye çalıştım. Jandarmanın asker kimliğinin dünyanın diğer Jandarmalarında olduğu gibi bir gereklilik olduğunu, fakat kendi kendisini sevk ve idare edemeyen bir kurumun devamlı bazı sorunlar yaşayacağını dile getirdim. Hatta çok kere şu örneği de vermişimdim: “Bugün Genelkurmayın inisiyatif alarak Jandarmada sağlamadığı değişim şayet siyasiler tarafından yapılırsa, işler tamamen Genelkurmayın kontrolü dışında olacaktır. O gün geldiğinde ise karşımıza hiç kimsenin beklemediği bir Jandarma çıkacaktır.”

Aslında bunu anlamak için müneccim falan olmaya gerek yok. 15 Temmuz süreci vesilesiyle siyaset erki, devletin birçok kurumunda olduğu gibi Jandarma üzerinde de istediği değişiklikleri yaptı. Deyim yerindeyse Jandarma trenini de rayından çıkarttı. Halen, Jandarma teşkilatında tanıdığım, geçmişte birlikte görev yaptığım çok nitelikli komutanlarım ve silah arkadaşlarım mevcut. Fakat rayından çıkarılmış bir sistem içerisinde, bu kişilerin ferdi olarak bir şeyler yapma şansı maalesef bulunmamaktadır.

Gelelim siyasete bulaşmış Jandarmanın içinde bulunduğu tehlikelere. Son birkaç yıldır Jandarmanın terfi ve tayinlerini üzülerek izlemekteyim. 02 Eylül 2021 tarihli yazısında Ömer Dinç’in de belirtiği üzere, siyasete bulaşmış bir Jandarma ülke tarihinde kapanması çok zor, büyük yaraların oluşmasına sebep olabilir.

Genel anlamda Jandarma teşkilatı, hataları olsa da yıllarca iyi niyetle vatana hizmet etmeyi şiar edindi. Tayin ve terfilerde hakkı gözetmeye çalıştı. Yapılacak stratejik hataların taktik başarılarla giderilemeyeceğinin bilinciyle stratejik hatalar yapmamaya gayret etti. Çünkü ülkenin en ücra köşesine kadar örgütlenmiş bir kurumun yöneticilerinin ne kadar önemli olduğunu hep göz önünde bulundurdu.

Bu nedenle atama sistemine bünye dışı müdahaleleri minimum seviyede tutmaya özen gösterdi. Elindeki gücün farkında olarak hareket etmenin sorumluluğunu taşıdı.

Jandarmanın nasıl bir güce sahip olduğunu anlamak adına şu örneğe bakmakta fayda var. İnsan hakları sözleşmesine uygun hukuki düzenlemeler yapılıncaya kadar, ülke genelinde, Jandarma, sorumluluk bölgesindeki hemen hemen herkes hakkında bilgi formları hazırlar ve meydana gelebilecek olaylarda başvurmak maksadıyla bu bilgileri arşivinde saklardı. Devlet kurumlarının Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki aşiretlere karşı tutumlarının belirlenmesinde temel dayanağını oluşturan raporların birçoğunun hazırlanmasında bu kayıtların katkısı olmuştur.

“Çok gizli” damgalı aşiret raporları, dönemin Jandarma birlikleri tarafından tutulan bölge aşiretleri hakkındaki şahıs bilgi formlarından derlenmiştir. Tek tek her aşiretin nüfusu, dili, mezhebi, reisi ya da ileri gelenleri, oturduğu yerler vs. Aşiretler Raporu, Perinçek ekibinin yayımladığı “İkibin’e Doğru” dergisinin 13 Aralık 1987 tarihli, 51. sayısında kamuoyuna açıklanmıştır. Rapor, aşiretlerin birbirleriyle ilişkilerini de değerlendirmiştir. Rapor, devletin geleneksel Kürt politikasını etkileyen önemli bir belgedir. Bu raporun sızması bile, bu gücün nasıl kötü maksatla kullanılabileceğini ortaya çıkarmıştır.

Kişisel bilgilerin güvenliği sağlamaya dönük hukuki düzenlemeler yapıldıkça Jandarma teşkilatı bu değişime en hızlı ayak uyduran kurumlardan birisi olmuştur. Buna göre de Jandarma arşivlerinde bulunan birçok uygun olmayan bilgi imha edilmiştir.

Yıllarca elinin altında bu derece önemli bir bilgi gücü bulunduran Jandarma teşkilatının, bu gücü art niyetli bir şekilde kullanmasına rahatlıkla diyebiliriz ki kurumsal kültürü engel olmuştur. Tabii Jandarmanın bu kurumsal kültürü oluşturmasında, asker olmasının ve Atatürk’ün dediği gibi kendisini bir kanun ordusu olarak görmesinin katkısı büyüktür.

Türkiye’nin en ücra köşesine kadar örgütlenmiş bu kurumun yanlış amaçlarla kullanılmasının, ileride düzeltilemeyecek sorunların ortaya çıkmasına neden olabileceği unutulmamalıdır. 

Bugün basına da yansıyan haberlerden görüyoruz ki Jandarma teşkilatı hızla siyasallaşmıştır. Bu siyasallaşma, beraberinde ülkenin en ücra köşesine kadar teşkilatlanmış bir kurumun çöküşüne neden olabilecek hatalar zincirini doğuracaktır. Örneğin Gürsu İlçe Jandarma komutanının bir siyasi partinin elemanıymış gibi siyasi kimlikli kişilerle yeni İlçe Emniyet Müdürünü ziyarete gitmesi gibi. Yıllarca siyasetten uzak durarak, kendi terfi ve tayin sisteminde personeldeki memnuniyet seviyesini,  %100 olmasa da 2015 yıllına kadar %85-%90’lara kadar çıkartmayı başarmış bir teşkilat, şimdi atama adil bir sisteminin olmadığı, sadece siyasi ilişkileri olan personelin arzu ettiği yerlere atandığı bir sisteme dönüşmüştür.

Yine yazımda bahsettiğim değerli silah arkadaşlarım da bu kötü gidişattan rahatsız olmuş ki, 2015 yılından önce zaten uygulanan atama hususlarını, tekrar yönetmelik olarak hazırlayarak 21 Mayıs 2021 tarihinde Resmi Gazete de yayımlamıştır. Fakat unutulmamalıdır ki, önemli olan uygulamayı kanun veya yönetmelik olarak yazmak değil, onu uygulayabilmektir.

Dengesi bozulmuş bir terazinin bir daha doğru tartması mümkün değildir. Bu yanlış terazi de siyasettir. Unutulmamalıdır ki her siyasetçi kendi terazisiyle tartacaktır. O nedenle bugün bu tartıda ağır çekenler yarın başka tartıda hafif çekebilirler. Amirinin siyasetçinin peşinde dolandığı bir birlikteki astlar, emin olun o amirini ezecek bir siyasetçiye yanaşmaya çalışacaktır. Sonuç olarak geldiğimiz noktada, medyaya kötü bir görüntü vermemek için emek harcayan bir zamanların Jandarması, artık sık sık medyada negatif imajlarla yer bulan bir kurum haline dönüşmüştür.

(SON)

Birinci Bölüm: Mahkeme-i Adalete Duhûl Edilen İlk Kapı “Jandarma” (1) Asker Jandarma

İkinci Bölüm: Mahkeme-i Adalete Duhûl Edilen İlk Kapı “Jandarma” (2) Sivil Jandarma

Üçüncü Bölüm: Mahkeme-i Adalete Duhûl Edilen İlk Kapı “Jandarma” (3) Polis Jandarma