Epidemi ile birlikte günlük hayatımızda internet ve sosyal medya kullanımında öngöremediğimiz ölçüde bir artış meydana geldi. Bu durumun doğal bir sonucu olarak ise internette ciddi biçimde bir veri artışı oluştu. Tüm dünyadaki internet kullanıcıları tarafından gönderilen bu veriler günümüzde bazı yazılımlar kullanılarak işlenmekte ve mantıksal bir düzlem çerçevesinde değerlendirilerek anlamlı veriler bütününe dönüştürülebilmektedir. Literatürde büyük veri (big data) olarak tanımlanan bu veri havuzu halihazırda büyük şirketler ve devlet kurumları tarafından tüketicilerin satın alma alışkanlıklarının tespit edilmesinden tedarik zinciri rotasının optimize edilmesine, tıbbı numunelerin milyonlarca insandan online iletişimle toplanmasından sigortacılığa kadar birçok alanda kullanılmaktadır.
Bugün birçok sektörde kullanım alanı bulan büyük verinin güvenlik faaliyetlerinde, bir diğer ifade ile suç ve suçlulukta mücadelede kullanılması kaçınılmaz bir hal almıştır. Hâlihazırda dünyada bazı kolluk ve güvenlik birimleri tarafından ‘büyük veri’ , suçluların izini sürmek, şüphelilerin davranışlarını analiz etmek, siber saldırıları tespit etmek ve kredi kartı işlemlerindeki anormal hareketleri gözlemlemek gibi maksatlar için kullanılmaktadır. Birleşik Krallık polisinin ‘büyük veri’ kullanarak ‘önleyici suç haritalaması’ (preventive crime mapping) çalışması yaptığı, böylelikle fütüristtik teknoloji kullanarak suç tipi ile suçun nerede ve ne zaman işlenebileceği tespitine yöneldiği bilinmektedir.
Büyük verinin suçla mücadelede kullanılmasına yönelik Birleşik Krallığın önde gelen düşünce kuruluşlarından RUSI (Royal United Services Institute for Defence and Security Studies) tarafından yayımlanan raporda büyük veri teknolojisinin kolluk faaliyetlerine muhtemel uygulama alanları incelenmiştir. Raporun orijinal metnine aşağıdaki linkten ulaşılabilir. Raporda özetle İngiliz polisinin ulaşım yetkisinin olduğu ulusal veri tabanları incelenerek suçla mücadeleye yönelik tavsiyelerde bulunulmaktadır. Raporda dikkat çeken en önemli husus, büyük veri analiz ile ‘bireylerin tahmini risk değerlendirmesinin (Predictive Risk Assessment of Individuals) yapılabileceği, böylelikle suç işlemesi muhtemel kişilerin tespit edilerek suç işlemeden caydırılabileceğinin ifade edilmesidir. Burada suçu, henüz gerçekleşmeden önlemek gibi bir amaç bulunmaktadır. Kolluğun böyle bir yetenek kazanması bizlere 2020 yılında gösterime giren ve başrolünü Tom Cruıse’ın oynadığı ‘Azınlık raporu’ adlı filmi hatırlatmaktadır. Hatırlanacağı üzere bahse konu filmde psişik güçlere sahip kâhinler ve bazı teknolojik aygıtlar sayesinde, cinayetleri henüz işlenmeden fark edip suçluları yakalayan özel bir polis birimi konu alınmaktadır.
Büyük verinin suç ve suçluluk ile mücadelede kullanılmasına yönelik bir başka çalışma ise Avrupa Güvenlik İşbirliği Örgütü (AGİT-OSCE) Uluslararası Tehdit Departmanı tarafından ortaya konulan İstihbarat Destekli Kolluk Faaliyetleri (Intelligence-led Policing) yöntemidir. Karar verme sürecinde analiz ve istihbaratı merkeze alan bu yöntem, suçların yoğunlaştığı alanlara, kriminal gruplara, maktullere ve suçlulara odaklanmaktadır. İstihbarat Destekli Kolluk (IDK) bilgi ve veriyi kanıt odaklı karar verme ve planlama sürecinde kullanmaktadır. Bu yaklaşım, elde edilen verilerin suçla mücadelede kullanımına yönelik yöntem ve iş akışını oluşturmanın yanında, ulusal ve uluslararası mevzuata uygunluğunu da gözetmektedir. Proaktif yönü nedeniyle geleneksel suçla mücadele yöntemlerinden ayrılan İstihbarat Destekli Kolluk suç tipi, suç zamanı ve suç yerinin tespitine odaklanmaktadır. Avrupa Güvenlik İşbirliği Örgütü tarafından hazırlanan İstihbarat Destekli Kolluk dokümanına şu linkten ulaşılabilmektedir.
Son iki yılda yaşadığımız Corona süreci toplumdaki dijital dönüşümün hızını umulmadık bir şekilde artırdı. E-ticaret, online toplantılar yaşamımızın vazgeçilmez birer parçası haline geldiler. Birçok modern kolluk kuvveti ise hem suç ve suçlulukla mücadelede hem de kendi organizasyonel faaliyetlerinde Corona sonrası oluşan bu yeni şartlara uyum sağlama konusunda önemli adımlar attılar ve atmaktalar. Bu süreçte kolluk kuvvetlerinde görülen en büyük değişim teknolojinin daha etkin ve yoğun kullanımı olarak nitelendirilebilir. Yukarıda ifade edildiği üzere büyük verinin kolluk kuvvetleri tarafından kullanımı ve analizi, bu değişimin en somut örneklerinden biridir. Bilgisayar teknolojisi yardımı ile büyük veri setlerini analiz ederek kriminal faaliyetleri öngörme/tahmin etme olarak tanımlanabilecek tahmin edici kolluk (predictive policing) birçok batılı ülkede suçla mücadelede olumlu sonuçlar vermeye başlamıştır. Önümüzdeki dönemde zamana dayalı istatistiki sonuçlarla birlikte coğrafi bilgi sistemleriyle desteklenen büyük veri analizleri kolluk birimlerinin suç ve suçlulukla mücadelesinde vazgeçilmez aracı haline gelecektir.