Önceki yazılarımızda bal tuzağına karşı alınabilecek çeşitli tedbirlerden bahsetmiştik. Mesela; emekli bir emniyet müdürü baştan çıkarma girişimlerinden kaçmak için yalnız kalmamayı salık veriyordu. Jean-Christophe Grange ise bu melun tuzağa herkesin düşebileceğinin altını çiziyordu.
Bu yazımızda daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış bir bal tuzağı tedbirinden bahsedeceğiz.
Bildiğiniz gibi evlilik dışı ilişkiyi kaydetmek şantaj odaklarının kullanabileceği malzemelerden en yaygın olanıdır. Ancak kişinin kendi eşiyle de mahrem görüntüsünün ele geçirilmesi ya da aile üyelerinden herhangi birinin uygunsuz görüntülerinin ele geçirilerek şantaja başvurulması ise en çirkin ikna etme ya da saf dışı bırakma yöntemlerinden biri olmaya adaydır.
Bal tuzağı hedefi, orta ölçekli bir iş adamı ya da sıradan bir politik figür de olabilir. Utanılacak görüntüler elde edildikten sonra sıra en uygun şantaj türünü bulmaya gelir. Kapana kısılan kurban önem derecesine ya da mesleğine göre; para, siyasi taviz, ilave görüntü verme ya da sessizce köşesine çekilme talepleriyle karşılaşacaktır.
Konaklanan otel odaları gibi ortamlarda alınabilecek en kolay önlemlerden birisi gizli kamera ya da böcek şüphesiyle odaların kontrol edilmesidir. Ancak profesyonelce yerleştirilmiş cihazları bulmak o kadar kolay değildir.
Bilindiği gibi bal tuzağı, istihbarat teşkilatlarının çekici kadın ya da erkekleri kullanarak hedeflerini tuzağa düşürme yöntemidir. Literatürde en sık rastlanan tanımı ise; “Gayri meşru romantik veya cinsel ilişkilerinin ifşa edilmesi tehdidiyle kişileri gizli servislere hizmet etmeye mecbur bırakmak amacıyla yapılan operasyon” şeklindedir.
Eski bir KGB ajanı olan Boris KARPICHKOV ise KGB’nin bal tuzağı konusunda ne kadar ileri gidebileceğinden bahsediyor. Ülkesinden kaçarak İngiltere’ye sığınan KGB mensubu “The Guardian”a verdiği röportajda bilindik tanımların dışına çıkıyor. Hedef kişi eşiyle de olsa mahrem hallerinin Ruslar tarafından göz ardı edilmeyeceğini ifade eden KARPICHKOV’un aktardığı en ilginç örnek Moskova’yı ziyaret eden Japon askeri ataşesi hakkındadır. Resmi görevle Moskova’da bulunan ataşe, kendisine tahsis edilen otel odasında kendi çapında böcek ve kamera araması yapmıştır ancak profesyonelce yerleştirilmiş cihazların kolaylıkla bulunamayacağının farkındadır. Eşiyle de olsa yalnız da olsa herhangi bir utanç verici görüntünün Ruslar tarafından kaçırılmayacağını bilen ataşe kendi imkânlarıyla otel odasında küçük bir çadır kurmuştur. Böylece muhtemel bir gizli kameraya görüntü vermemiştir. Her an öldürülme korkusuyla yaşayan Karpichkov’un İngiliz gazetecilere anlattığı bu önlem bal tuzağına karşı adeta bir ders niteliğindedir.
Kem gözlere koz vermemek adına alınabilecek tedbirlerden biri de İngiliz gizli servisinin devlet görevlilerine yaptığı bilgilendirme dokümanında geçmektedir. Söz konusu belgede G20 zirvesine katılacak İngiliz heyetine, otel odalarında “böcek” ve gizli kamera bulunma ihtimaline karşı dikkatli olmaları bildirilmiştir. Hatta çıplak görüntülerinin ele geçmesini önlemek amacıyla mümkünse yatağın içinde kıyafet değiştirmeleri de tavsiye edilen hususlar arasındadır. Çünkü utanılacak bir eylemde bulunmasalar da üst düzey devlet görevlilerinin çıplak fotoğraflarının ele geçirilmesi bir gün bu kişilere şantaj yapılmasına yol açacaktır. Şantaja boyun eğmedikleri takdirde yayınlanması ise itibar kaybetmelerine, yıpranmalarına ve hatta saf dışı bırakılmalarına yetecektir.
Araştırmalara göre en ufak bir küçük düşürücü hareket batı kültüründe kurum içi ani tepki ile (knee-jerk reaction) karşılanmakta ve devlet bürokrasisinde terfi yolunu tıkamaya yetebilmektedir. Bu nedenle, cinsellik içeren anların meşru ya da masum olması bal tuzağı operasyonunun başarısını etkilemeyecektir.
Görüldüğü üzere bal tuzağı hedef gözetmiyor, code of ethics (etik kurallar) ve vicdan barındırmıyor. Günümüzün potansiyel hedeflerine yol gösteren ise maalesef geçmişte yaşanan acı tecrübeler oluyor.