Özel Ordular ve SADAT

Özel orduların çoğu, eski askerler tarafından kurulmuştur. ABD’deki politikacılar ve özel ordu yöneticilerinin aralarından su sızmadığı düşünüldüğünde ihale isteyen bir özel ordunun ve sonuç isteyen bir siyasi liderin dünyanın herhangi bir yerinde sıcak çatışma çıkarması, savaş başlatması, masum insanları hedef alması veya hükümetleri devirmeye kalkışması işten bile değildir.

Rusya ve Türkiye’deki özel ordularla ilgili kaygı ise demokratik denetim mekanizmalarının dışında bir askeri gücün varlığı ve iktidarla ortaklığı.

Rusya menşeli Wagner mercek altında olan özel ordulardan. Aslında Rusya, özel ordu kullanımını yaklaşık yüz yıl önce ilk keşfeden ülkelerden biridir. Çin-Japon savaşına müdahale eden hava indirme birlikleri, pilotundan teknisyenine “gönüllü” olarak çatışmaya girmişlerdir ve Rus ordusu ile ilişkileri asla ispatlanamamış ve Ruslar tarafından kabul edilmemiştir.

Rusya’nın özel orduları tercih etmesinin bir nedeni de zayiat verildiğinde medya, muhalefet ve kamuoyu tepkisinden korunmaktır. Böylece en tehlikeli bölgelerde iç politika baskısından uzak, operasyonel yetenek kazanılmış olacaktır. Son olarak Belarus seçim sürecinde ve Kırım’da görülen rütbesiz üniformalıların da Rus hükümeti adına çalışan Wagner üyeleri olduğu iddia ediliyor. Tabi ki bu da ispatlanabilmiş değil.

Rus hükümeti ile bağlantılarını inkâr etseler de devletin hava kuvvetlerinin nakliye uçaklarını kullanmaları, üyelerinin Rus ordusuna ait hastanelerde tedavi görmesi, kurucusu emekli yarbayın sık sık Kremlin’de boy göstermesi, Wagner’in Rus hükümeti ile direk ilişkisini ispatlayan deliller arasında gösteriliyor.

SADAT

Gelelim SADAT’a! Emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi tarafından 2012 yılında kurulan SADAT; ilk olarak Afrika, Irak ve Suriye’deki faaliyetleri ile adını duyurdu. Türk kamuoyu ise SADAT’ı, “Bakanlık onaylı kontrgerilla merkezi” haberiyle tanıdı. Görevlendirildiği coğrafyalarda İslamcı grupları desteklediği ve Erdoğan ile yakın ilişki içerisinde olduğu sır değil.

Bilindiği gibi Tanrıverdi, Cumhurbaşkanı başdanışmanı sıfatıyla yürüttüğü görevini “Mehdi’nin gelişi öncesinde hazırlık yapılması” ifadelerine gelen tepkiler üzerine bırakmak zorunda kaldı. İstifa etmesinin bir diğer nedeni de El-Nusra’ya silah gönderdiğinin ve milyarlarca dolarlık yasadışı silah ticaretinin Saray ile ilişkilendirilecek olması. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda İsrail’in yurt içi gizli servisi (Shin Bet) Hamas’a maddi destek verdiği gerekçesiyle SADAT’a soruşturma açmıştı. Bu işlerin başdanışman statüsüyle yürütülemeyeceği ortada.

Tanrıverdi, İslam ülkeleri­nin birlik olması ile ilgili “Kızıl Elma” ifadesini kullanıyor. Söylemlerinde sadece yurtdışındaki dini motifli hedeflerden bahsetmiyor. TSK’nın manevi değerlerle bezenmesi de SADAT’ın kurucusunun dile getirdiği hususlardan.

*****

Her özel ordunun, kurulduğu ülkenin gölge gücü “shadow army” ya da vekili “proxy” olduğu varsayımı yanlış olmaz. En azından SADAT’ın faaliyetleri bunu doğrular nitelikte. Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’ne (American Enterprise Institute) göre SADAT; IŞİD ve El-Nusra’nın askeri eğitiminde rol aldı. Boko Haram’a askeri teçhizat temin ettiği de Nijerya güvenlik kurumları tarafından inceleme altında.

Meclis araştırma önergelerinde, medyada, bazı siyasilerin ve tabi ki Sedat Peker’in söylemlerinde karşımıza çıkan sorular ise özetle şöyle:

  • Suriye’de silah ticareti yapıyor mu? Mesela; Türkmenlere gönderilen silah ve mühimmat SADAT üzerinden El Nusra’ya mı verildi?
  • Sözde darbe teşebbüsü öncesi ve sonrasında Erdoğan ile görüştüğü bilinen Tanrıverdi’nin 15 Temmuz sürecindeki rolü nedir?
  • Bu süreçte SADAT sivillere silah dağıttı mı?
  • SADAT’ın seçim döneminde rol alma ve insanları çatışmaların içerisine sürükleme planları var mı? Devlet-mafya-siyaset ilişkisinin neresinde?
  • Konya ve Tokat’ta silahlı eğitim kampları var mı?
  • Suikast eğitimi ve gayri nizami harp hizmetleri veriyor mu?
  • Örneğin gayri nizami harp kursunu bitirenler “sabotaj, tahrip, suikast, kurtarma ve kaçırma, tedhiş, sokak eylemleri ve gizli etkinlikler” konusunda yetenek kazanıyorlar mı?
  • Erdoğan, SADAT’ı “gerçek” bir darbe girişimine karşı koymak için mi kurdurdu?

SADAT’ın 15 Temmuz sürecinde rol aldığı artık değişik kesimler tarafından yüksek sesle ifade ediliyor. Ayrıca Türkiye’de gizli bir şekilde silahlı eğitim verdiği kampların bulunduğu da iddialar arasında. Bu iddialarla gayri nizami harp eğitimi konusu birlikte düşünüldüğünde ortaya savaş suçu, insanlığa karşı suç, yağma suçu, teröre destek suçu, etnik ve dinsel soykırım suçu işleyen korkunç bir örgüt çıkıyor.

Gazeteci Fehim Taştekin’in dediği gibi Erdoğan’ın onayı olmadan yaprak kımıldamıyorsa ve her yol Saray’a çıkıyorsa SADAT’ın faaliyetlerinin uzandığı adres de az çok belli. Tabi ki eldeki tüm bilgiler şimdilik iddialardan ibaret.

Bitirmeden; devletin desteğiyle varlığını sürdürebilen ve hatta otoriter rejimlerde hükümetin sözünden çıkmayan özel orduların bir ortak özelliğini daha ekleyelim: Haklarındaki iddiaların ispatlanamaması.

(Özel ordular hakkındaki ilk yazımızı okumak için tıklayın!)