2022 yılının son günlerinde Rusya-Türkiye ilişkilerinde çok önemli bir gelişme oldu. Rusya, BOTAŞ’ın 20 milyar dolarlık doğalgaz borcunu erteledi. Bu konu özellikle Türkiye için seçim yılı olan 2023’e girdiğimiz şu günlerde oldukça dikkat çekicidir. Korkunç bir enflasyon ve hayat pahalılığının yaşandığı böylesi bir dönemde hükûmetin elini oldukça rahatlatan bu borç ertelemesi, birçok kesim tarafından Türkiye’nin seçimlerine Rusya tarafından bir müdahale olarak algılanmaktadır.
Zira, Rusya’nın bu konudaki sicili maalesef çok şaibelidir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan 2016 başkanlık seçimlerine Rusya’nın çeşitli şekillerde müdahil olma ve seçim sonucunu etkileme gayretleri konusunda ciddi deliller mevcuttur. Diğer yandan savaşta olan ve yeri geldiğinde bir dolara dahi ihtiyacı olan bir devlet neden böyle bir erteleme yapmıştır. Bu konuda yapılan gizli veya açık herhangi bir anlaşma var mıdır? Bu erteleme hangi koşullarda hangi şartlar karşılığında ve ne amaçla yapılmıştır? Daha önce Türkiye Cumhuriyeti tarihinde buna benzer bir örnek mevcut mudur?
Savaşta olan bir ülke niçin böyle bir ‘iyilik’ yapar?
Konu ile ilgili olarak eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir, anlaşma şartlarının açıklanması çağrısında bulundu: “Putin Botaş’ın 20 milyar $ doğalgaz borcunu 2024’e ertelemiş. Savaşta ve ekonomik krizde bir ülke seçimlere doğru niçin böyle bir “iyilik” yapar? Anlaşmanın şartları nedir, ne tür siyasi/ekonomik taviz verilmiş bunların kesinlikle açıklanması gerekir.”
Genel olarak bakıldığında siyasilerin kanaati Rusya’nın bu hamlesinin açıkça seçimlere müdahale olduğu yönünde. Çünkü geçen yıl ödemeler dengesinde krizin eşiğinden dönen Türkiye’de yaşayan pek çok insan fakirlikle değil çok daha derin, sefalet sayılabilecek sorunlarla boğuşuyor. Tüm bu gelişmelerin neticesinde anketler de doğal olarak iktidar partisinin tarihinin en düşük oy oranına gerilediğini gösteriyor.
Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota da Independent Türkçeye yaptığı açıklamada bunu seçimlere açık bir müdahale olarak gördüğünü söyledi. BOTAŞ’ın şimdiye kadar GAZPROM’dan borç erteleme gibi bir talebinin olmadığını, bunun ilk defa yaşandığını kaydeden Rota, “İki şirket arasındaki ilişki çeyrek yüzyıla dayanan bir ilişki. Bunca yıldan sonra Türkiye’nin cari açığının ¼’ini oluşturan miktarın tek kalemde ertelenmesinin Rusya tarafından AK Parti hükümetine verilmiş bir hediye olduğunu düşünüyorum” dedi.
Türkiye’nin mayıs-haziran aylarında çok ciddi ödemeler dengesi krizinin ucuna geldiğine, Akkuyu’dan gelen para ile BAE ve Suudi Arabistan’la yapılan anlaşmalarla ödemeler dengesi krizinin ertelendiğine değinen Rota, “20 milyarlık ertelemeyi yeni duyuyoruz ama şu önemli; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ağustos ayından itibaren BOTAŞ’a herhangi bir döviz satışı yapmamış. Normal şartlarda BOTAŞ’a düzenli döviz satıyordu. Bu erteleme haberi yeni çıksa da ağustos-eylül ayından itibaren aslında hayata geçmiş bir uygulama olduğunu öngörüyorum” diye konuştu.
Konuyu daha da şüpheli hale getiren ise kamuoyuna şeffaf şekilde bilgi sunulmaması ve hatta Akkuyu Nükleer Santrali için yapılacak ödemelerin önceden Türkiye’ye transfer edilmesi. Kısacası, aslında Putin ve Erdoğan arasındaki ilişki sadece politik düzeyde açıklanamayacak ölçüde çok daha derin boyutları olan bir ilişki.
Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale ettiği iddiası
ABD‘de 8 Kasım 2022 Salı günü düzenlenen Kongre ara seçimleri öncesinde Rusya‘dan çarpıcı bir çıkış gelmiş, konuyla ilgili iddiaları doğrulamış ve adeta uluslararası kamuoyuna meydan okunmuştu.
Kremlin’e yakın Rus iş insanı Yevgeniy Prigojin, Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale ettiğini itiraf etti ve müdahale etmeye devam edeceklerini söyledi. Rus özel askeri şirketi Wagner’in kurucusu ve Kremlin’e yakın Rus iş insanı Yevgeniy Prigojin, Rusya tarafından ABD seçimlerine müdahale edildiğini açıkça ifade eden ilk kişi oldu. Tabi bu arada şunu unutmamak lazım ki bu şahıs savaş ve çatışmalardan nemalanan bir figür ve mevcut Rus yönetimi gibi kendilerinin küresel ölçekte süper güç olduklarına hem inanan hem de bunun propagandasını aktif olarak yürüten bir görevli.
Prigojin, açıklamasının detaylarında “(ABD seçimlerine) müdahale ettik, ediyoruz ve müdahale etmeye devam edeceğiz. Nasıl yapılacağını bildiğimiz gibi dikkatli, doğru, cerrahi bir şekilde ve kendi yöntemlerimizle…” dedi. Prigojin, üstü kapalı konuşarak, “Nokta operasyonlarımız sırasında hem böbrekleri hem de karaciğeri aynı anda alacağız” dedi. Prigojin, bu şifreli yorumu detaylandırmadı. Böylece ABD tarafından resmi olarak seçimlere müdahale etmekle suçlanan Prigojin, ilk kez bu olayı teyit etmiş oldu.
Hepinizin bildiği gibi 2016 yılındaki seçimlerde Hilary Clinton’a karşı Trump’ın popülerliğini ve kazanma şansını artırmak için kurulan hacker grubunu bizzat Putin’in yönlendirdiği pek çok Senatör ve gazeteci tarafından iddia edilmişti.
Sonuç
Sonuç olarak açıkça görülmektedir ki, Rusya hakkındaki iddiaların pek çoğunun yeterli delil ve dayanakları mevcuttur. Zaten Rusya’nın kendisi de bölgesel değil, halen küresel bir güç olduğunu gösterme amacı güttüğü ve dış ülkelerdeki faaliyetlerinde etkin ve güçlü bir ülke imajı uyandırmaktan da oldukça memnun olduğu görülmektedir. Bu politikayı Rusya’nın Sovyetler Birliği’nden miras olarak aldığını söylemek çok da yanlış olmayacaktır.
(Bu konuya devam edeceğim)