Türkiye – Suriye Kriminal İlişkiler | 5
Suriye bağlantılı silah kaçakçılığı konusunda basına yansıyan pek çok illegal faaliyet görülmekte. Bu faaliyetlerin içerisinde zaman zaman kamu görevlilerinin de olması ise oldukça vahim bir durum. Münferit faaliyetler dışındaki büyük sevkiyatlarla ilgili iddialar da var. Örneğin, kamuoyunda “Mit Tırları” adıyla bilinen olay. 1 Ocak 2014’te Hatay’ın Kırıkhan ilçesi ve 19 Ocak 2014’te Adana’nın Ceyhan ilçesinde “MİT tırlarının durdurulması olaylarında” Türkiye’nin Suriye’deki yasa dışı örgütlere silah gönderdiği iddia edilmişti.
29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesi “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle çıktı. Haberde 19 Ocak 2014’te üç tırın durdurulması operasyonundan fotoğraflar ve bilgiler paylaşıldı. Bu tırlarla Suriye’deki gruplara silah ve cihatçı sevk edildiği iddia ediliyor, kanıt olarak da savcılık dosyasından alındığını belirtilen görüntüler veriliyordu.
2015 Mayıs ayında Cumhuriyet gazetesinin yayınladığı görüntülerin ardından, AKP hükümetinin “savaş, saldırı ve insanlığa karşı suç” işlediğini savunan Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) konuyu Lahey’e götürmüş ve Uluslararası Ceza Mahkemesinde bazı kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Konu çok hassas bir konu olup büyük siyasi ve hukuki sonuçlar doğurabilecek potansiyele sahiptir. Dolayısıyla başlı başına ayrı bir dosyada incelenmelidir.
Silah kaçakçılığı konusunda münferit örneklerden iki tanesini buraya almakta yarar var. İlki basına yansıyan haliyle şu şekilde: Suriye’de görevli iki uzman çavuşun, Kilis’teki Çıldıroba giriş kapısında yapılan kontrollerde, yanlarında bulunan bavul ve çantalarda uzun namlulu silahlar, tabanca ve çok sayıda mühimmat ele geçirildi. İki uzman gözaltına alında. Yanlarında bulunan üç adet bavul ve çantanın aranmasında 23 adet kalaşnikof silah, 32 adet kalaşnikof şarjörü, 1435 adet kalaşnikof mühimmatı, bir adet makinalı tüfek mühimmatı, bir adet tabanca ve üç adet 5.56 mm fişek ele geçirildi.
Diğer haber ise resmi araçla Suriye’den silah kaçakçılığı yapılmasıyla ilgili: Karkamış Gümrük Muhafaza Kaçakçılık İstihbarat Bölge Amirliği ekipleri, ihbar üzerine Suriye’den Türkiye’ye giriş yapmak üzere gelen bir minibüsü durdurdu. Gümrük muhafaza memurları, Sağlık İl Müdürlüğü’ne ait olduğu iddia edilen hizmet aracında yapılan aramada çuval içerisine yerleştirilmiş 13 adet Kalaşnikof marka uzun namlulu silah, bu silaha ait 22 adet şarjör ile 195 adet mermi ele geçirildi.
Bir diğer önemli gelişme de eski asker ve MİT mensubu Nuri Gökhan Bozkır‘ın yakalanması üzerine ortaya çıkan bilgiler oldu. Alman basınında yer alan başlık şu şekildeydi: “Erdoğan yasa dışı silah ticaretini bilen Bozkır’ı susturmak istiyor.”
Alman araştırmacı gazetecilik portalı Correctiv, MİT tarafından Ukrayna’dan Türkiye’ye getirildiği açıklanan eski özel harekatçı Gökhan Nuri Bozkır’a ilişkin geniş bir haber analiz yayınladı. Haberde AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın Türkiye’den Suriye’deki bazı örgütlere MİT aracılığıyla yapılan silah sevkiyatlarına ilişkin bir şeyler bilen ve bunu paylaşan herkesi susturmaya çalıştığı, bu çerçevede Bozkır’ın Türkiye’ye getirilmesi için özellikle çaba gösterdiği kaydedildi. Haber analizde özetle şu hususlara yer verildi:
“2011’den itibaren Suriye’deki iç savaşa Türkiye üzerinden giderek daha fazla silah ve mühimmat gidince Bozkır da işin içine girdi. Bir ortakla birlikte, eski Sovyetler Birliği ülkelerinden ve Güneydoğu Avrupa’dan mühimmat satın alarak Türkiye’ye getirmek için bir şirket kurdu. Türk gizli servisi MİT, Bozkır’ın getirdiği silahları Türkiye’nin desteklediği gruplara iletmek üzere Suriye’ye götürülmesi işini organize etti. Bozkır, 2015 yılında ortaya çıkan bir silah sevkiyatı nedeniyle tutuklanmakla tehdit edilince Ukrayna’ya kaçtı. Bozkır’ı, Türk devletinde temas halinde olduğu kişiler uyarılmıştı. Türk yargısı başlangıçta Suriye’ye silah sevkiyatına ilişkin yasa ihlallerini soruşturdu. Ancak son yıllarda AKP iktidarındaki yargı bağımsızlığını büyük ölçüde kaybetti.
Türk hükümeti Suriye’ye yapılan silah sevkiyatını bilenlere karşı harekete geçiyor. Bu, örneğin savcıların 19 Ocak 2014’te Suriye sınırında durdurduğu mühimmat yüklü kamyonlar için geçerlidir. Teslimat hakkında bir şeyler bilen veya arka planı netleştirmek isteyen yaklaşık iki düzine kişi hapis cezasına çarptırıldı. Bunlar arasında gazeteciler, bir milletvekili, dört savcı, bir yargıç ve bir düzineden fazla asker yer aldı. Can Dündar, silah sevkiyatını araştırdığı gerekçesiyle 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Dündar şimdi Berlin’de sürgünde yaşıyor. Görünüşe göre Türk devleti, Suriye’ye yaptığı silah teslimatlarında Suriye’ye sivil yardım malzemeleri de ulaştıran iş adamlarını veya Türk ordusunun eski üyelerini görevlendiriyordu. Bu kişilerin birçoğu Türkiye’deki bağlantılarıyla çatıştı ve yurtdışına kaçtı. Arjantin’de gözaltında tutulan eski asker Serkan Kurtuluş gibi. Kurtuluş’un, Türk gizli servisi için Suriye’deki iç savaş gruplarına Türk silahlarının dağıtımını üstlendiği söyleniyor. Kurtuluş başlangıçta Gürcistan’a kaçtı. Türk devletinden devam eden kaçışı onu Güney Amerika’ya kadar götürdü. 2020’de Arjantin’de tutuklandı. Türkiye iade talebinde bulunmuştu.”