Uzun yıllardır Afgan halkı, Afganistan’daki iç savaş, ciddi insan hakları ihlalleri, Taliban gibi grupların gerçekleştirdiği toplu katliamlar, kötüleşen ekonomik koşullar ve kuraklık nedeniyle güçlük yaşamaktadır. Bu koşullardan dolayı Afganlar, dünya çapında en büyük sığınmacı gruplarından biri konumundadır.
2019’un sonunda yayınlanan rakamlara göre, yaklaşık 2,6 milyon Afgan ülke içinde yerinden edilirken, yaklaşık 2,7 milyon Afgan da mülteci olarak kaydedilmiş. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği yetkisi altında dünyanın en uzun süredir yerinden edilmiş ve mülksüz kalmış nüfusu olarak tanımlanıyorlar.
Afganlar Türkiye’de ise en büyük ikinci mülteci ve sığınmacı grubunu oluşturuyor. Türkiye Göç İdaresine göre 2018’den itibaren Afgan mülteci sayısı artmaya başlamış, 2019 yılına gelindiğinde Afgan mültecilerin sayısı bir önceki yıla göre iki katına ulaşmış. Son günlerde ülkemizin doğu sınırlarında farklı noktalardan Afganistan uyruklu olduğu iddia edilen göçmenlerin büyük gruplar halinde ülkeye giriş yaptığını gösteren videolar sosyal medyada paylaşılıyor.
Gelen grupların genç erkeklerden oluşması, kadın, çocuk ve yaşlı insanların olmaması dikkat çeken farklı bir husus. Binlerce km yürüyerek Türkiye’ye ulaşmanın zorluğu hesaba katıldığında genç erkeklerin fazlalığı mantıklı olabilir ancak sadece Van merkeze günlük 1000-1500(çoğunluğu Afgan) mülteci girişi olduğundan bahsediliyor, rakamlar gerçekten ürkütücü.
Bir kaç eski meslektaşımdan aldığım bilgilere göre sınırlar tabiri yerindeyse kevgire dönmüş durumda, sınır birliklerinde ve jandarmada tam bir başıboşluk hali olduğu, kaçakçılık pazarında dönen paralar nedeniyle rüşvete bulaşan personel sayısında ciddi artış yaşandığı hatta kaçakçılığı organize ettiği bilinen şahısların karargâhlarda cirit attıklarından bahsettiler.
Bütün bu somut bilgiler AKP’nin Suriye savaşı sonrası uyguladığı bir takım kirli politikaları akla getiriyor. Oy oranları süratle eriyen Sarayın, iktidarını sürekli hale getirmek için bir oldu-bitti ile seçimi çalacağı ve bunun için kan akıtmak dâhil her türlü riski alabileceğini düşünen insanlar Afganistan’da meydana gelen gelişmeleri ve göç dalgasını dikkatle takip ediyor.
Peki, AKP rejimi Afgan göçmenlerini nasıl kullanabilir?
Mülteci kozu Erdoğan’ın sevdiği ve Avrupa’ya karşı netice aldığı bir konu. Şöyle ki;
Avrupa ülkelerinin en önemli gündemi, mülteci sorunu. Son yıllarda Afgan vatandaşlarının sığınma talepleri genelde kabul edilmiyor ancak Taliban’ın hâkim olduğu bir Afganistan’dan gelenler için bu süreç değişebilir. Bunun farkında olan hali hazırda İran ve Pakistan’da yaşayan Afgan vatandaşları da dâhil olmak üzere ciddi bir Afgan nüfus Avrupa’ya doğru yola çıkıyor.
Afganların akın akın Türkiye’ye geçtiği görüntüleri Avrupa’nın da yakından takip ettiği muhakkak. Batının göçmen fobisini bilen Tayip Erdoğan Afgan göçmenler sayesinde AB fonlarından finans desteği alabileceği gibi Afgan göçmenler üzerinden Avrupa’yı tehdit edebilir. Suriyeli mültecilerde bu yöntemi denedi ve başarılı oldu.
Mülteci kozunun yanında ikinci husus, Afganların yeni paramiliter silahlı gruplar için insan kaynağı olma potansiyeli. Suriye savaşı başlarken milyonlarca mülteci ve on binlerce yabancı savaşçıya sınırları açan AKP iktidarı, ardından bu kişilerden devşirdiği paramiliter grupları Suriye, Libya ve Azerbaycan’da kullandı. Şimdi benzer bir planı Afganistan için planlıyor olabilir.
ABD ile ilişkileri düzeltmek ve Batı’dan tavizler koparmak adına Mehmetçiğin Afganistan gibi riskli bir bölgede görevlendirecek Sarayı endişelendirecek tek konu iç kamuoyunun tepkisi olabilir. Bu bağlamda Mehmetçiğe destek olarak Suriyeli paramiliter gruplardan 3000 milisin özel güvenlik maskesi altında Afganistan’a gönderileceği gelen duyumlar arasında.
Öte taraftan Afgan Mareşal Raşid Dostum halen Türkiye’de ikamet ediyor ve Tayip Erdoğan ile sıkı bir ilişkisi var. 24 Nisan 2021 tarihinde Erdoğan ile yaptıkları baş başa görüşmede Türkiye’nin yeni pozisyonunda Raşid Dostum’un hangi rolü üstleneceği muhakkak konuşulmuştur. Raşid Dostum’a bağlı Afgan komutanların Türkiye’deki Afgan göçmenlerin hepsi ile olmasa da bir kısmıyla teması olabileceği, ülke içinde herhangi bir kaos ortamında küçük menfaatler karşılığında bu kişilerin kullanılması ihtimal dahilindedir.
Afganistan’ı uzaktan kavramak kolay değil, karmaşık bir süreç ve denkleme sahip bölgenin hassas dengeleri var. Sanırım Afganistan bir süre sonra Türkiye için tali bir gündem olmaktan çıkıp üst sıralara yerleşmeye aday gözüküyor.