Thodex’in kurucusu Fatih Özer’in 2 milyar dolar ile yurt dışına kaçtığını veya çıktığını basına yansıdığı kadar ile takip etmişsinizdir. Çıktığını demenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Zira bu ifadenin doğruluğunu Peker’in açıklamalarından, Soylu’nun oğlu üzerinden komisyon aldığı iddiaları ile güçlendirmek mümkün. Thodex’in kayıtlı kullanıcı sayısı 400 binin üzerinde. 400 binin üzerinde yeni mağdur, Çiftlik Bank’ın sanal versiyonu gibi duruyor, ama bu sanal vurgunun büyükbaş hayvan ticareti üzerinden yapılan vurgundan çok daha farklı yönleri olduğu aşikâr.
Türkiye’deki kripto para piyasası ile ilgili rakamlar, tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi tahmini değerler üzerinden verilmektedir. Bir başka deyişle piyasanın işlem hacmini, işlemci sayısını veya bunların kimler olduğunu bilmek, bulmak, hesap etmek pek mümkün değil. Dünya genelinde bir trilyon dolara ulaşan işlem hacmi ile kripto para oldukça güçlü veya güçlenen yeni bir ekonomik faktör.
Bunun ülkemizde kayıtlı işlem hacmi ise 2 milyar dolar civarında olduğu söyleniyor. Ama bu rakam hiçbir zaman gerçek değeri göstermemektedir. Bu iki milyar dolarlık değer, yalnızca Türkiye’de işlem yapan Thodex gibi borsalardan elde edilen verilerle oluşturulan değer. Gerçekte ise temel bilgisayar becerisi olan istisnasız herkes dünyanın herhangi bir yerindeki kripto para borsaları üzerinden işlem yapma olanağına sahip. Bu da piyasanın ölçülebilir olmasını neredeyse imkânsız hale getirmekte. Bu duruma bir de Dark-Web gibi ortamları eklemeye kalkarsak, ölçülemeyen rakamlar dipsiz bir kuyuya dönüştürecektir.
Kripto parayı cazip kılan yönü de bu olsa gerek. Yatırımcısından hiçbir bürokratik işlem talep etmiyor. Devlet dili ile “kayıt kuyudatı” olmayan para. 2 milyarlık bir işlem hacmine karşılık gelen tahmini 16 milyona yakın işlemcisi bulunmakta.
Kripto paranın bürokratik işlem veya prosedür istememesinin yanında, sağladığı diğer büyük kolaylık da vergiye tabi olmaması. Bu başka bir ifade ile vergi cenneti olarak görülen Man Adası’na gitmek yerine evdeki bilgisayardan, hiçbir resmi işlem yapmadan vergisiz kripto para cennetlerine ulaşabileceğiniz anlamına geliyor. Bu iki özelliğinin bile onu kara para aklamak için oldukça cazip hale getirdiğini söylemek mümkün. Bundan dolayıdır ki ABD Hazine Bakanı Janet Yellen bir açıklamasında, kripto paraya yönelik kara para aklama ve finansal terörizm kaygılarını dile getirdi. Aynı kaygılardan olsa gerek, Avrupa Birliği ve diğer başka ülkelerde kripto parayla ilgili yasal düzenlemeler üzerinde çalışmalar yürütülmekte.
Türkiye’de kripto para konusu 2008’den beri hayatımızda olmasına rağmen Merkez Bankası’nın kripto para ödemelerine ilişkin yakın zamanda yaptığı açıklama dışında bir düzenleme bulunmamakta.
Oysaki tespit edilen rakamlar üzerinden bu yıl yayınlanan kripto para kazanç listesinde Türkiye 300 milyon dolar ile en çok kazanan ilk 15 ülke arasında yer almakta. Yani mevcut ekonomik çöküntü içerisinde bile birileri 300 milyon dolara yakın para kazanmış. Buraya kadar yazılan her rakamın Türkiye’de işlem yapan kripto para borsalarından elde edilen verilerle ulaşılan rakamlar olduğunu unutmamak lazım. Acaba gerçek rakamlar ne kadar büyük boyutlarda? Kestirmesi çok zor.
Thodex’in sahibi Fatih Özer’in yurt dışına çıkışını/çıkartılışını gözünüzün önüne getirin. Bir çanta, bir de valiz; ötesinde bir şey yok. 2 milyar doları nasıl çıkarttı? Cevap oldukça basit: Çantasında taşıdığı bir flash bellekle. Bir gün USB ile, bir gün harici disk ile veya elektronik cüzdan ile. Yani 2 milyar dolar fiziki olarak kaç konteyner eder kestirmek zor, ama 2 milyar doların bir dijital depolama cihazına sığdığı çok açık.
Bu kadar büyük bir miktarı bu kadar küçük bir alana kim sığdırmak istemez ki yanında taşımak için. Hele bir de parayı kanuni yollardan kazanmadıysa! Muhteşem bir imkân.
Türkiye’de Erdoğan ve onun oluşturduğu çarktan beslenen zenginlerin de kripto paraya karşı oldukça ciddi bir alakaları bulunmaktadır. AKP çevrelerinde partinin sunduğu imkânlar ile zenginleşen bu yeni güruhun kripto paraya olan ilgisi zaten fazla ve yaygın. Bu ilgiyi daha da arttıran iki hususu da buraya eklemekte fayda var.
Birincisi, kripto para işlemcisinin hesabına mahkeme tarafından alınacak karar ile tedbir koymak mümkün değil. Yani mahkeme suça bulaşmış kripto paranın miktarını ve nerede olduğunu tespit edemez. Tedbir de koyamaz.
İkincisi Erdoğan ve iktidarının yaptığı gibi bu paraları kimse gasp edemez. Yani bu paraya kayyum da atayamaz. Çünkü sanal para; var ama yok. Ya da yok ama var. Bu iki husus ile birlikte diğerleri de eklenince acaba bu kripto para piyasasında partinin veya Erdoğan’ın zenginleştirdiği kimler yoktur ki gibi bir negatif soru sormak lazım.
Tabii ki en başta “o” kesin vardır, şeklinde bir yargı da yüzde yüz doğrudur. Evet, Erdoğan bu piyasanın, kripto para piyasasının tam göbeğinde bulunmaktadır. Thodex ile uçan paralarda bile onun parmağı/payı mutlaka olmalıdır ki Soylu’nunki de olabilsin.
Erdoğan ve Kripto para ile ilgili olarak şu hususu da yan yana getirmek lazım. Ne çıkar bilinmez ama Erdoğan için taşınacak her şüphe bizi araştırarak doğruya götürür. Konu Erdoğan- Elon Musk ilişkisi. Elon Musk’ı, kripto para işlemcileri iyi bilir. Son aylarda kripto paranın seyrine doğrudan müdahale anlamına gelecek o kadar çok iş ve açıklama yaptı ki. Bu kadar zengin birinin bu piyasayı karıştırmasına anlam vermek zor. Servetini son bir yılda 7 kart arttırmış bir yatırımcı. Bu servetin ne kadarı kripto paradandır, bilinmiyor. Ama bu piyasaya yön veren bir spekülatör olduğu net. İşte bununla Erdoğan yakınlaşmasını mercek altına almak lazım. Erdoğan’ın kişisel serveti ne kadar? Kocaman bir soru işareti, ama devasa boyutlarda olduğu şüphe götürmez. Servetinin neredeyse tamamı kara para üzerinden. Petrol, silah, uyuşturucu kaçakçılığı, rüşvet, gaz ne ararsan var içinde. Böylesi bir serveti de aklama yöntemleri içerisinde kripto paranın olmaması düşünülemez. Hatta belki kurduğu düzen içerisinde yeni tahsil şekli de kripto para ile ödeme şeklinde düzenlenmiş olabilir. İşte böylesi bir Erdoğan’ın dünyada sayılı o kadar zengin arasından telefonla görüştüğü, Türkiye’de yatırım düşünen kimler var?
Mesela Bill Gates’in Erdoğan’la böylesi bir görüşmesi/yakınlaşması oldu mu? Veya Amazon’un sahibi gibi daha bir sürü servet sahibi şahıslarla teması var mı? Yok. Ama Elon Musk ayrı! Ocak 2021 tarihinde ikilinin telefon görüşmesi var ve ondan önce de yan yana fotoğraflarının olduğu karşılaşma. Telefon görüşmesi için basında elektrikli araç yatırımı ve diğer başka yatırımlarla ilgili görüşme olduğuna dair ifadeler yer aldı. Hani buradan yola çıkarak Tesla-Türkiye gibi anlamamız mı gerekiyor diye sorası geliyor insanın. Ama tabii ki değil. Asıl gizem diğer konularda. İşte burası “kripto” yani sır. Elon Musk bir yatırımcı. Tesla’yı bile kurarken büyük simsarların yatırımlarından istifade etti. Kazandı ve kazandırdı.
Elon Musk – Erdoğan görüşmesinden hemen sonra kripto para ile ilgili olarak çok genel bir değer akışını belirtmek şüphelerimizi canlı tutmak için faydalı olacaktır. Görüşme Ocak ayında yapıldı. Nisan ortalarında kripto para akıllara zarar bir yere geldi; 64.000 seviyelerine! Mayıs ortalarında ise %50 ye yakın değer kaybederek 30-40 bin aralığına geriledi. Ocaktan Mayısa yer değiştiren paranın miktarı, tahmini olarak 100 milyar doların üzerinde.
Tabii ki eldeki verilerle Elon Musk – Erdoğan yakınlaşması/görüşmesi kripto para ilişkisi için çok tartışma götürse de Erdoğan’ın kara parasını aklamaya olan ihtiyacı veya kara para tahsil ilişkisinde kripto parayı kullanmış olması şüphe götürmez bir gerçek. Erdoğan’ın böylesi hamlelere veya araçlara olan ihtiyacı onu Elon Musk’a götürür.
Bu yazının sonunda şunu da belirtmek gerek. Bu bir yatırım tavsiyesi değildir!